Türk Beşleri
Türk Beşleri özellikle Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş döneminde eserleriyle kendilerinden söz ettirmiş aşağıdaki beş Klasik Batı Müziği bestecisini bir arada tarif etmek için kullanılan uluslararası bir deyimdir. Türk müziği için çok önemlidirler.
Bu kişiler:
Hepsinin ortak özelliği 1900’lerin başında doğmuş olmalarıdır ve Atatürk’ün eğitim için yurtdışına gönderdiği sanatçılardır. Farklı ailelerde, farklı kültürlerde ve farklı ortamlarda yetiştirildiler. Doğdukları dönem Osmanlı’da padişahlık dönemiydi. Cumhuriyetin ilanı ve tekkelerin kapatılmasıyla birlikte, Türk müziği yapılmak istendi. Bu beş kişi devlet tarafından eğitim için yurt dışına gönderildi ve gelip Türk halk şarkılarını yeniden yorumladılar. Bu konuda bu uygulamayı daha önce yapan Rusya, Macaristan ve İspanya örnek alındı.
1904 – Babası yazar ve Osmanlı’da bir diplomat. 1904 yılında görev nedeniyle Kudüs’teler. Ekrem adında bir oğulları var. O yıl doğan oğullarına da Cemal ismini verdiler. Cemal Reşit Rey. Değişik görevler nedeniyle 1913’te Paris’e gittiler. Cemal henüz 9 yaşındaydı ve çok iyi piyano çalıyordu. 1914’de savaş nedeniyle Cenevre’ye gittiler. Cemal eğitimine konservatuvar’da devam etti. Bestecilik ve orkestra şefliği dersleri de aldı. 1923’te İstanbul’a dönüp konservatuvarda hocalık yaptı ve Şehir Orkestrasını kurdu.
Hayatında 3 dönem var.1930’a kadar dönemde Fransa’da: bu dönemde Fransız besteleri yaptı. 1950’lere kadar olan dönemde mistik müziğe yöneldi. Daha sonra doğu ve batı müziklerini birlikte işlemeye başladı. Kanto’lar batı’nın şarkılarıdır. Ekrem’le birlikte Türk kantoları bestelediler. En önemlisi Lüküs Hayat. Bir diğer önemli eseri : Enstantaneler. 81 yaşına kadar Mimar Sinan Üniversitesi Konservatuvar’ında bestecilik dersleri verdi.
1906 – Ulvi Cemal Erkin. Müzikle uğraşan İstanbullu bir ailede doğdu. İlk müzik derslerini annesinden, daha sonra da yabancı bir piyanistten aldı. 1925’de Paris’e eğitime gönderildi. 1930’da geri dönüp piyano ve beste eğitmeni olarak hocalık yapmaya başlamıştır. Köçekçeler yazmıştır (oyun havası tarzında Türk müziği).
1906 – Yine İstanbullu bir ailenin çocuğu: Hasan Ferit Alnar. Daha çok geleneksel müzikle uğraşan bir aile. Kanuna yeteneği olduğunu gören ailesi bu konuda eğitim aldırmış. Hasan Ferit Alnar, devlet tarafından farklı bir eğitim alması için Viyana’ya gönderilmiş. Dünyanın ilk kanun konçertosunu yazmıştır.
1907 – İzmirli müziksever bir ailenin çocuğu Ahmed Adnan Saygun. Müziğe yetenekli olduğunu gören ailesi 10’lu yaşlarının başında müzik eğitimine başlattı. Devlet tarafından Paris’e eğitime gönderildi. Daha sonra folklör ustası Bela Bartok ile halk müziklerini derlediler. Yazdığı Yunus Emre Oratoryo’su 1947’de Paris’te de seslendirildi.
1908 – İstanbullu müziksever bir ailenin çocuğu Necil Kazım Akses. İstanbul Erkek Lisesi’nde lise eğitimi almış ve viyolonsel çalmıştır. Devlet tarafından eğitim için Viyana’ya gönderilmiştir. Daha sonra piyano için minyatürler yazmıştır. Yani derinliği, perspektifi olmayan fakat bir olayı anlatan minimalist eserler.
Kaynak: Vikipedi