“Yedi tepeli” diye tanımlanan şehir hangisidir?
Yedi tepe’nin ilki, Sarayburnu’ndan içeri doğru yükselen Ayasofya’nın, Sultanahmet Camisi’nin ve Topkapı Sarayı’nın bulunduğu yükselti. Burada Ayasofya ile Sultanahmet Camii’ni görürüz. 17. yüzyıl başında Sedefkâr Mehmet Ağa’nın yaptığı Sultanahmet Camii dünyadaki tek altı minareli cami özelliğini taşıyor.
İkincisi, Nuruosmaniye Külliyesi’nin bulunduğu, Çemberlitaş’ın yer aldığı yükseltide yer alan Bizans’tan kalan Konstantin sütunu, bugün de kent siluetinde kendini belli eden bir biçim olarak karşımıza çıkıyor. Ama daha belirgin olarak Nuruosmaniye Camii’ni görüyoruz. 2. Mahmut zamanında başlayıp 3. Osman zamanında biten cami Osmanlı barok tarzını yansıtır ve Sinan ustanın eseridir.
Üçüncüsü, İstanbul camilerinin en görkemlisi Süleymaniye, İstanbul Üniversitesi merkez binası olan eski harbiye nezaretinin bulunduğu yeri de içine alan üçüncü tepede yer alıyor. (Beyazıt Kulesi ve camisiyle yan yana). Sinan’ın bu kentteki en anıtsal eseri dört minaresiyle görkemli bir manzara çiziyor ve Kanuni Sultan Süleyman’ın yüceliğini dünyaya ilan ediyor.
Dördüncüsü, Unkapanı-Yenikapı hattında bir vadi geçer ve kenti adeta ikiye böler. Güneyde Lykos Deresi vadisine ve Aksaray’a doğru inen, kuzeyde dik yamaçlarla haliç sahiline kavuşan yerde yer alan dördüncü tepeyle üçüncü tepeyi Valens kemeri (bozdoğan) birbirine bağlıyor. Dördüncü tepenin üstünde Bizans döneminde Havariyun Kilisesi varken, Osmanlı döneminde onun yerini Fatih Sultan Mehmed’in camisi almıştır.
Beşinci tepe, Haliç’in hemen kıyısından dik bir yokuşla yükselir. Fener’in üstündeki, Çarşamba’ya geliriz. Yavuz Sultan Selim’in Camisi bu tepenin üzerinde yapılmıştır. Oğlu Süleyman’ın saltanat döneminde tamamlanan caminin mimarı kesin olarak bilinmez; ama tarzı, fetih öncesinin Osmanlı camilerini andırır.
Altıncısı, kentin en yüksek tepesi Edirnekapı’nın bulunduğu yerdedir. Bu noktada, mimar Sinan’ın Kanuni’nin kızı Mihrimah Sultan için yaptığı Mihrimah Camii’ni görüyoruz. Dört duvardaki dört büyük kemer kubbeyi destekler. Bu planda çok sayıda pencere açmak mümkün olmuştur ve bu nedenle burası İstanbul’un en aydınlık camisi unvanını taşır.
Tepelerin altısı Haliç’e yakın sıralanırken, yedincisi Marmara’ya daha yakındır. Aksaray semtinden surlara ve Marmara sahiline kadar giden bölgede yer alan yedinci tepenin bir tepeden çok bir sırt olduğu da söylenebilir. Sırtın en yüksek noktasında, Sadrazam Cerrah Mehmed Paşa’nın yaptırdığı Cerrahpaşa Camii görülür. Erken 17. yüzyıl eseri olan caminin mimarı Sinan’ın kalfalarından Davut Ağa’dır.