Kurtuluş Savaşında öğretmenlerin rolü nedir?
Kurtuluş Savaşında öğretmenlerin rolü
Kurtuluş Savaşı’nda, milletimiz karanlık bir tünelden geçerken, öğretmeni, üniversite hocası, müderrisi, tekke dervişi ve öğrencisi ile eğitim sınıfının tüm mensupları da “Kuvayı İlmiye” olarak yerlerini almış ve vatan borçlarını ödemiştir.
Ülkemizin “Eğitim Ordusu” neferleri, bu varlık savaşının her kademesinde ve safhasında tüm güçleriyle mücadele etmiş; işgallere karşı halkı bilinçlendirip teşkilatlandırmada, protesto mitinglerinde, kongrelerde ve hatta Kuvayı Milliye ve Düzenli Ordu’ya katılıp düşmanla çarpışmaya varana dek Kurtuluş Savaşı’nda hatırı sayılır bir rol oynamışlardır.
Bu anlamda İstiklâl Harbi’nin kazanılmasında ve yeni Türk Devleti”nin kurulmasında, vatansever irfan ordusunun da büyük payının olduğu aşikârdır. Bilhassa medreseler ve müderrislerin, tekkeler ve dervişlerin hayati katkılarının dokunduğu; bunların açık desteği ve büyük gayretleriyle Milli Mücadele’nin kazanıldığı inkâr edilemez.
Halkın bu harekete gönülden inanması ve desteklemesi, güven ve itimadın değişmez adresi müderrisler, tekke şeyhleri ve diğer din adamları kanalıyla gerçekleşmiştir. Daha da öteye giden Hafız İbrahim ve İsmail Şükrü gibi bazı “sarıklı müderrisler”, talebelerinin katılımıyla “Demir Alay, Çelik Alay” ismiyle milis kuvvetler tertip edip, bir ellerinde seccade öbür ellerinde silah düşmana karşı kahramanlık şaheserleri sergilemişlerdir.
İşgal dönemi İstanbul’undaki Özbekler Tekkesi Şeyhi Ata Efendi ve Hatuniye Tekkesi Şeyhi Saadeddin Efendi ise Anadolu’nun silah, cephane ihtiyacının karşılanması ve Kurtuluş Savaşı’nın önder kadrosunun Ankara’ya kaçırılışında destansı hizmetler ifa etmişlerdir.
Maalesef Kurtuluş Savaşı”nın bu önemli boyutu, şimdiye kadar hep ihmal edilmiş ve derinlemesine ele alınmamıştır. İşte, Tarihçi-Yazar İsmail Çolak tarafından kaleme alınan ve alanında Türkiye’de ilk kapsamlı telif eser olan “Kurtuluş Savaşı’nın Eğitim Ordusu KUVAYI İLMİYE” adlı kitapta, karanlıkta kalan bu konu gün ışığına çıkarılmış. Eserin Milli Mücadele tarihine ve Türk eğitim tarihine büyük katkı sağlayacağı ve açılım getireceği muhakkaktır.
Kuvayı İlmiye, akademik niteliğe sahip referans bir kitap olmakla birlikte, başta eğitim camiası olmak üzere geniş okuyucu kitlesinin de dikkat ve ilgisini çekecek popüler bir dil ve üslupla yazılmış. Oldukça geniş ve zengin bir kaynakçadan faydalanılarak üç yılda hazırlanan kitap beş bölümden oluşuyor.
Birinci bölümde, Milli Mücadele’nin ve Cumhuriyetin kurucu kadrosu öğretmenlerin, kadını ve erkeğiyle, mitingler, kongreler, cemiyetler ve cephelerdeki gayret ve fedakârlıkları ele alınıyor. Adana’da direnişi ateşleyen Tarihçi Niyazi Bey, TBMM’nin Konya nasihatçisi muallim Mümtaz Bahri, Kuvayı Maliye’nin hamisi Mehmet Muhlis Bey, heyecanlı yazılıları ve dinamizmiyle Çankırılı Ahmet Talat, Maraşlı kahraman savaşçı Matematik muallimi Hayrullah, Doğu’nun eğitim gönüllüleri Dursunoğlu Cevat, Süleyman Necati ve Sıtkı Beyler, İstanbul ve Anadolu’nun kahraman hanım öğretmenleri, gayretli müdire Faika Hanım bunlardan sadece birkaçı.
İkinci bölümde müderrislerin şahsında din adamlarının muazzam gayreti ve eşsiz hizmetleri konu edilmiş. Kurtuluş Savaşı’nın ilk birliklerinden Demir Alay ve komutanı müderris İbrahim Efendi, Çelik Alay ve İsmail Şükrü Efendi, Batı Cephesinin kahraman mücahidi Esad Hoca, mukaddesatın heykel ismi Abdülhamid Efendi, Maraş’ın sarıklı müderrisi Vezir Hoca ve Milli Mücadele’nin ilk mehter takımının kurulmasında müderris Abdullah Azmi ile Yunuszade Vehbi Efendilerin katkıları ele alınmış.
Eserin üçüncü bölümünde İstanbul ve Anadolu’daki bazı tekkelerin, kimi şeyhler ve dervişlerin insanüstü gayret ve fedakârlıkları, Kurtuluş Savaşı’na olan emsalsiz hizmet ve katkıları derinlemesine işlenmiş. Dördüncü bölümde de, idarecisi, öğretmeni ve öğrencisi ise İstanbul ve Anadolu’daki bir kısım “Şanlı Okullar’ın Milli Mücadele’ye katılımları, kahramanlıkları ve diğer hizmetleri aydınlığa kavuşturulmuş.
Dördüncü bölümde dikkat çeken bazı başlıklarsa şunlardır: Kurtuluş Savaşı’nda Galatasaraylılar, Çanakkale ruhlu İstanbul Liseliler, vatanın vefakâr bekçileri Vefalılar, siyahlara bürünen Kabataş Lisesi, Samsun yolunda Heybeli Deniz Okulu`nun kaçak öğrencileri, TBMM’nin açılışında mektepliler, milletvekillerini ağırlayan Ankara Darülmuallimin Mektebi, mücadele azmiyle Ankara Sultani Mektebi, Trakya’nın öncüsü Edirne Sultanisi, esarete boyun eğmeyen İzmir Sultanisi, Erzurum Kongresi’nin ev sahibi Erzurum Lisesi, Milli Mücadele’nin doğduğu Sivas Lisesi, Çukurova’nın özgürlük meşalesi Adana Lisesi ve Sakarya Savaşı’nda Kayseri Liselilerin kahramanlığı.
Kuvayı İlmiye”nin son bölümünde ise vatansever müderrisleri, ateşli gençleri, kahraman tıbbiyelileri ve mitinglerin vazgeçilmez hatibi Halide Edip’i ile topyekûn Darülfünun’un (İstanbul Üniversitesi) Kurtuluş Savaşı’ndaki yeri ve rolü analiz edilmiş.
Kitabın, öncelikle eğitim sınıfının tüm mensupları ve özellikle genç nesiller tarafından büyük bir ilgiyle karşılanacağı, onlar ve tüm okuyucu kitlesi üzerinde tarih bilincini, vatan sevgisini ve mesuliyet duygusunu pekiştireceğine kuşku yoktur.
Karanlık tünelden geçtiğimiz Kurtuluş Savaşı’nda, “eğitim ordusu” neferleri de tüm güçlüklere ve imkânsızlıklara rağmen yükümlülüklerini yerine getirmiş ve vatan borçlarını ödemişlerdir. Öğretmeni öğrencisi, mekteplisi medreselisi ve tekke dervişi ile eğitim sınıfının bütün mensupları, okullarını bir kenara bırakıp bu ölüm kalım savaşının her kademesinde tüm güçleriyle mücadele etmişlerdir.
Maalesef Milli Mücadele’nin bu önemli boyutu, şimdiye kadar hep ihmal edilmiş ve derinlemesine ele alınmamıştır. İşte bu kitap, Kurtuluş Savaşı’nın karanlıkta kalmış “eğitim ordusu”nun yerini ve rolünü gün ışığına çıkarmak maksadıyla hazırlanmış, alanında Türkiye’deki ilk kapsamlı telif eserdir. Üç senelik yoğun ve titiz bir çalışmanın ürünü olarak vücuda gelen eserin, bu sahada büyük bir boşluğu dolduracağı, Milli Mücadele’ye ve eğitim tarihine ışık tutacağı muhakkaktır.