Psikolojik Rahatsızlıklar
KİŞİLİK BOZUKLUKLARI: Psikolojik rahatsızlıklar kaçıngan Obsesif-kompulsif Paranoid Borderline Kişilik bozuklukları da % 40 oranda eşlik eder.
Genel anksiyete bozukluğu: Burada sürekli kötü bir şeyler olacağı kaygısı ve ” diken üzerinde olma” hali vardır. %15- 20 oranda görülebilir.
Obsesif -kompulsif bozukluk: Takıntı ve saplantıların olduğu (temizlik kontrol, bulaşma takıntıları, tekrarlayıcı davranışlar) Biyolojik bozukluklar:
1-MITRAL VALV PROLAPSUSU: Kalp kapakçığı sarkması olan MVP’susu panik bozukluklu hastaların yaklaşık % 40-50’sinde bulunmaktadır. MVP’susunun toplumda görülme sıklığı % 5 ve kadınlarda iki kat daha fazladır. MVP’susunun belirtileri panik bozuklukla benzerdir. Sebep mi? Sonuç mu? olduğu tartışmalıdır. Göğüs ağrısı, çarpıntı ile acillere başvuran hastaların % 40’inda panik bozukluğu saptanmıştır. Göğüs ağrısı nedeniyle anjiografi yapılan hastaların % 40-60’ında panik bozukluğu bulunmuştur. Tedavi olmayan panikli hastalarda koroner arter hastalığına bağlı ölümler üç kat daha sık görülmüştür.
2- TIROID BEZI ANORMALLIKLERI: Panik bozukluklu hastalarda tiroid fonksiyon bozuklukları daha sıktır “hipertiroidi” genel nüfusa göre yüksektir.
3-IRRITABL KOLON SENDROMU: Bağırsakların aşırı duyarlı olması hali ve bağırsak problemlerinin yaşanması da panik bozuklukla birlikte bulunabilmektedir. Anksiyete tedavisiyle bu hastalar düzelebilmektedir.
4-AKCIGER HASTALIKLARI: Müzmin tıkayıcı akciğer hastalıklarında %8-20 arası panik bozukluğu bulunmaktadır. (Astım, bronşit, amfizem, allerjik akciğer hastalıkları….)
5- MiGREN: Migrenli olanların bir kısmında panik bozukluğu olabilmektedir. Baş ağrısı şikayeti olan erkek hastaların %12’sinde, kadınların ise %15inde panik bozukluğu saptanmıştır.
6-EPILEPSI (SARA NÖBETLERI): Temporal nöbetlerde görülen, korku, yabancılaşma, farklı algılama aşırı sıkılma ve taşikardi gibi belirtiler, panik atakta da görüldüğünden gözden kaçabilir. Ayrıca beynin sağ temporal bölümü alınan insanlarda panik benzeri belirtileri olabilmektedir. Bundan dolayı paniğin “temporalimbik” anormallik olduğu ileri sürülmektedir.
7-BEYIN-DAMAR HASTALIKLARI: Beyin-damar hastalıkları panik bozuklukta diğer hastalara göre iki kat fazladır. Panikteki tansiyon yükselmelerinin buna yol açtığı söylenmektedir.
Panik Bozuklukta Ortaya Çıkan Diğer Durumlar:
- Agorafobi
- Madde bağımlıkları ve kötüye kullanımları. (Amfetamin, kafein, alkol, diazem türü ilaçlar)
- Hipokandriazis
- Yaygın anksiyete bozukluğu
- Sosyal fobi
- Özgül fobi
- Obsesif- kompulsif bozukluk
- Alkol bağımlılığı
- Organik hastalıklar
Hipertiroidizim Hiperparatiroidizim Hipertansiyon Feokromasitoma (Böbreküstü bezi hastalığı) Vestibüler disfonksiyon (Kulaktaki denge fonks. boz.) Kardiak aritmiler Konvulsif bozukluklar (Sara nöbetleri) Panik Bozuklukta Risk Faktörleri (Kimler paniğe daha yatkın?) Birinci derece akrabalarında panik ya da başka anksiyete bozukluğu olanlar. Sıkıntılı, telaşlı, aceleci, mükemmeliyetçi, insanlar. Düşünce ve duyguların yeterince dışarıya yansıtamayan, “içsel insanlar.” Alkol yada başka bağımlılık yapabilen maddelere yatkınlık ve bağımlılık Geçmişinde panik atak diğer anksiyete bozukluklarından bir rahatsızlık ya da depresyon geçirmiş olmak. Sürekli baskı altında olmak, engellenmek yada kendi kendini baskılamak. Sosyal fobik, kaçingan kişilik yapıları Sürekli “verici” davranma “iyilik meleği”gibi davranma “hayır” diyememe. Öfkesini, kızgınlığı dışarıya yansıtamayan insanlar Dürtülerini sürekli bastıran insanlar -Cinselliği baskılamak, cinsel tatminsizlik ve yoğun bilinç dışı aldatma dürtüleri ve gizli homoseksüel eğilimleri olanlar. Aşırı hırslı, sürekli başarı ile beslenen, başarısızlıklarda kendisini suçlayan yapı.. Nereye Kadar Panik? (Paniğin seyri, gidişatı): Panik bozukluk en çok 30’lu yaşlarda ortaya çıkar. Az sayıda çocuklukta başlar. 45 yaşında başlaması olağan değildir. Gidişatı kişiden kişiye değiştiği gibi aynı kişide bile belirtiler değişebilir. Uzun süreli izleme çalışmalarında % 40’nın belirtilerden arındığı, yaklaşık % 50’sinin belirtilerinin çok hafiflediği ve yaşamlarını engellemediği saptanmıştır. % 10-20 arası belirtilerin iniş-çıkışlarla devam ettiği görülmüştür.
Panik Bozuklukta Tedavi: Panik atak kesinlikle kontrol altına alınabilir. Tedavide Temel ilkeler şunlardır:
1-Panik atakları ortadan kaldırmak
2-Sürekli atak yaşayacağım diye bunaltı, kaygı yaşamayı önlemek.
3-Panik atak korkusuyla yapılmayan davranışların yapılır hale gelmesi (tek başına yola çıkabilmek, kapalı mekanlara girebilmek, yalnız kalabilmek gibi… )
4-Panikle birlikte görülebilen diğer bedensel ve psikolojik sorunları gidermek
5-Zamanla paniği önemsemeyecek ve unutacak seviyeye gelmek
6-Panikten dolayı bozulan aile, is-sosyal yaşamın eskisi gibi normalleşmesi.
7-Hiçbir panik belirtisi ve davranışı olmadığı halde tedaviye bir süre daha devam ettirmek.
Atakların Oluşmaması İçin, Hastaların Geliştirdiği Davranışlar Panik Bozukluğu olan hastalar, yaşadıkları panik ataklar nedeniyle zamanla yaşamlarında bazı değişiklikler yaparlar. Çok şiddetli ölüm korkusu veya kontrolünü yitirme duygusu yaşadıklarından düsünce davranışların da aşırılıklar abartılar, korkular, dikkati çeker, fakat bütün bunlar hastanın elinde ve iradesinde değildir. Yapılan panik tedavisiyle bütün belirtiler ortadan kalkar.
Örnekler: “Her an bana bir şey olabilir, düşüp bayılırım” korkusuyla aşağıdaki davranışlar geliştirilir: Yanında su taşıma, Sürekli kalbini ve nabzını dinleme ve tutma, Tansiyon aletiyle dolaşma, sürekli tansiyonunu ölçme ve ölçtürme, Yakınlarının adreslerini, telefonlarını özel bir şekilde yanında taşıma, Panik krizi yaşanır endişesiyle cinsel ilişkiden kaçma, sportif aktiviteleri bırakma, Sürekli yanında birilerinin bulunmasını isteme, yalniz kalamama, sokağa çıkamama, kalabalık, kapalı yerlere girememe, toplu taşıma vasıtalarına binememe… Bulunduğu muhitten uzağa gidememe, Tatile seyahate çıkamama, Birçok sağlık sigortasına üye olup, kartları yanında taşıma, Bir yere gideceği zaman sağlık kuruluşlarının olduğu güzargahlar dan gitme, Sık sık, acil ünitelerine başvurup kalp grafikleri (EKG) çektirme, Check-Up,lar Yaptırma, Berbere diş hekimine gidememe, Boğazını sıkan bir şey giyememe, Sütyen takmaktan sıkıntı duyma, Cenaze arabası, ambulans, itfaiye aracı görünce hastanelere gidince fenalaşma hissi, Uykuda panikle ölürüm diye uyumama ve uykusunu kaçırma, Tansiyon yükselecek, kalp krizi geçirilecek veya felç kalınacak korkusu ile aşırı rejim-diyet uygulaması (bazi panik krizlerinde tansiyon ciddi bir şekilde yükselmekte ve yapılan kan tahlillerinde kolesterolda yüksek çıkmaktadır.), Tv’lerdeki, basındaki intihar, cinayet, felaket haberlerinden aşırı etkilenme, onlar gibi olma korkusu, Otomobilde panik yaşarım korkusu ile, otomobiline binememe, otomobilini satma, Uçağa, vapura binememe, Tek başına banyo yapamama, tuvalete gidememe, kapıda birisini bekletme, Bayılırım, ölürüm diye aylarca banyo yapamama, Panik krizi geçtikten sonra, aşırı yorgunluk, keyifsizlik halinin ortaya çıkması. Tünellerden, köprülerden geçememe, yüksek yerlere çıkamama. Kendisini aşağı atma korkusu, Panik anında bayılırım korkusuyla organlarını ve cildini belli etmeyecek giysi giymek. Değerli takı takmamak, Panik sürecinde tuvalete gitme isteği, Daha fazla güvenebileceği birilerinin yanına taşınma (aileden biri, doktoru ya da hastanelere yakın…) Uyumadan önce dua etmek. Bir gün panikle ölebilirim diye yakınlarına ve sevdiklerine servetini dağıtma ve vasiyet yazma. Her gömleğinin, ceketinin cebine kriz anında kullanılmak üzere ilaç koyma, Issız ve şehirden uzak yerlere gidememe Hasta-hekim arasında çok iyi bir iletişim olmalıdır. Hasta hekimine her an ulaşmalıdır. Tedavide kullanılan ana ilaçlar antidepresanlardır. Yardımcı olarak; sakinleştiriciler, yatıştırıcılar, bedensel belirtileri önleyen ilaçlar kullanılır. Antidepresanların bir kısmı eski kuşak ilaçlardır. (Anafranil, tofranil, ludiomil, insidon, laroxyl, tolvon… gibi ) Yeni kuşak, ilaçlar (efexör, seroxat, cipram, remeron, prozac, lustral, serzone, faverin, gibi.. ) Bu ilaçların bir kısmı paniği tedavi eder.
Hekimin yaptığı muayene ve tecrübesi sonuca en uygun ilaç seçilir. Bir ilaç her hasta da aynı sonucu vermeyebilir. ilaçların bir kısmı (eski kuşak) başlangıçta belirtileri arttırabilir, ağız kuruluğu, sıcaklık hissi, terleme, kilo artışı , kabızlık, cinsel problemler yapabilir. Yeni kuşakta bulantı, titreme, cinsel problemler, kilo artışı gibi yan etkileri olabilir. Bunlar kalıcı değildir. Bir süre sonra azalabilirler. Panik bozuklukta ilaç tedavisinin en aşağı bir buçuk yıl olması gerekir. Hekim önerisi dışında kesinlikle ilaç almamak gerekir. Panik belirtileri düzelir düzelmez ilaçları ne azaltmak nede kesmek gerekir. Yoksa kısa sürede tekrarlar. Yardımcı ilaçlar yeşil reçeteye tabi olanlar (Xanax, diazem, nervium benzeri ilaçlar.) Ve bazı kalp-tansiyon ve mide ilaçlarıdır. Bunların kısa süreli kullanılması gerekir. Başka hastalıklarınız nedeniyle ilaç alacaksanız doktorunuza danışın. ilaçlar zamanla iştahınızı arttırır. Özellikle -tatlıya- karşı dayanılmaz istek olur. Bunun için tedbir alın bol su için, meyve ağırlıklı beslenin. İlaç tedavisi dışında -bilişsel, davranışsal, terapi’nin panikte iyi sonuç verdiği bilinmektedir. Burada kişinin bedensel belirtileri algilama ve onlara “kötü anlamlar yükleme” olayı anlatılır. Düşünce, beden ve belirtilerin ilişkisi; belirtilerini-düşünceyi nasıl etkilediği konuşulur. Yani önce hastalığın nasıl oluştuğu, belirtilerinin anlamını ne olduğu ve nelere yol açamayacağı anlatılır. Daha sonra kaçınma davranışlarının nasıl yok edileceğini geçilir. Bunları mutlaka bir terapistle birlikte yürütmek gerekir. Terapiye istekli ve azimli olduktan sonra bir ayla üç ay arasında epey yol alınır. Panikli olmak bir “kader” olmamalı.