Mükemmel İlk İzlenim İçin 8 İpucu
Merhamet, sabır, samimiyet, alçakgönüllülük veya iyi mizah gibi birinin doğasını gerçekten yansıtan kişilik özelliklerini tanımak ilk izlenim açısından zor olabilir.
Bununla birlikte, beden dili, fiziksel özellikler, ses tonu, konuşma tarzı, giyim ve saç modeli gibi gözlemlenebilir özellikler, yeni tanıştığımız insanlar hakkında birkaç saniye içerisinde ilk izlenimi oluşturur. Yani fiziksel görünüm, çoğu zaman farkında olmasak bile olukça önemlidir ve bizi gören insanların kafasında bizimle ilgili bir profilin oluşmasına neden olur. Tüm bunları göz önünde bulundurarak, insanlarda bıraktığınız ilk izlenimi merak etmeye başlamış olabilirsiniz. Tanıştığınız insanların sizi iyi hatırlamasını ve hakkınızda olumlu düşünmelerini mi istiyorsunuz? Gelin, harika bir ilk izlenim bırakmanın yollarını birlikte ele alalım.
İçindekiler...
- Beden dilinin bilincinde olun
- Karşınızdaki kişinin söyledikleriyle ilgilendiğinizi hissettirin
- Yüz ifadelerinizi kontrol edin
- Kıyafetleriniz, ilk izlenim için büyük önem taşır
- Kelimelerin etkisini hafife almayın
- Küçük ve basit bir sohbetle başlayın
- Eleştirel veya yargılayıcı düşünceleri ifade etmekten kaçının
- İlk izlenimlerin büyük ölçüde bilinçsiz olduğunu da unutmayın
Beden dilinin bilincinde olun
İnsanlarla iletişim kurarken farkında olmasak da konuşmaktan fazlasını yaparız. Beden dilimizi oluşturan duruşumuz, jestlerimiz ve iletişim esnasındaki bütün hareketlerimiz aslında o anda nasıl hissettiğimizle ilgili bilgiler verebilir. İnsanlar, bilinçli veya bilinçsiz olarak bu bilgileri gözlemleyerek hakkınızda bir izlenim oluşturmak için kullanabilir. Beden dilinizle, karşınızdaki insanlara karşı olumlu bir ilk izlenim bırakmak için aşağıdaki tavsiyeleri uygulayabilirsiniz:
Göz teması kurun: İyi bir izlenim için mümkünse, kendinizi tanıtırken göz teması kurun. Elbette ki, iletişim boyunca karşınızdaki insanın gözlerinin içine bakmanız gerekmez. Tanışmanın ardından, konuşurken bakışlarınızı kısaca karşınızdaki insanın gözlerine veya yüzünün başka bir yerine çevirmeyi deneyin.
Çok fazla hareketli olmamaya çalışın: Aşırı hareketlilik hali, insanlar tarafından can sıkıntısı olarak algılanabilir. Odaklanmak veya kendinizi rahatlatmak için fazla hareket halindeyseniz, bacaklarınızı sallıyorsanız veya parmaklarınızı masada hareket ettirip duruyorsanız, karşınızdaki insan sıkıldığınızı veya gergin olduğunuzu düşünebilir.
İyi bir dinleyici olduğunuzu hissettirin: Doğrudan göz teması kurmasanız da ve karşınızdaki kişinin sözlerine yanıt olarak ara sıra başını sallasanız bile, mutlaka konuşmacıya dönük olarak oturun. Bedeniniz karşınızdaki insana dönük olursa, ilginizin onda olduğunu düşünür ve söyledikleri ile ilgilendiğinizi hisseder.
Duruşunuzu kontrol edin: Bedeniniz, karşınızdaki kişiye dönük bir şekilde dururken, kollarınızı da yanlarınızda tutun. Kollarınızı çaprazlayarak oturursanız karşınızdaki kişi, anlatılanlara kapalı olduğunuzu ve ilgilenmediğinizi düşünebilir.
Karşınızdaki kişinin söyledikleriyle ilgilendiğinizi hissettirin
Karşınızdaki insanın söylediklerine ilgi duyduğunuzu belli ederseniz iyi bir izlenim bırakma şansınızı artırabilirsiniz. Konuşmanın akmasını sağlayan ve dikkatinizi verdiğinizi açıkça ortaya koyan yorumlar yapabilir ve sorular sorabilirsiniz. İş yerinde, okulda veya bir randevuda, bu strateji her durumda işinize yarayabilir. Yorumlarınızı, içinizden geldiği gibi ve samimi bir şekilde yapmaya dikkat edin. İnsanlar, sözlerinizde veya davranışlarınızda herhangi bir samimiyetsizlik sezerlerse, ilginizin yerine muhtemelen bunu hatırlayacaklardır.
Yüz ifadelerinizi kontrol edin
Uzmanlar, neşeli ve mutlu bir yüz ifadesi içinde olduğumuzda, insanların olumlu kişilik özelliklerine sahip olduğumuzu varsayma eğiliminde olduğunu düşünüyor. 2021’de yapılan bir araştırmada mutlu bir yüz ifadesinin, tarafsız veya sinirli bir yüz ifadesinden daha güvenilir görünmemize neden olduğu sonucuna varıldı. Hatta bu araştırmaya katılan insanlar, mutlu bir yüz ifadesine sahip ve gülümseyen insanlara borç verme veya onlara oy verme olasılıklarının daha yüksek olduğunu da söylediler.
Kısacası, gülümsemekten çekinmeyin. İçinizden gelmiyorsa kendinizi gülümsemeye zorlamayın elbette. Sahte bir gülümseme, bırakacağınız ilk izlenimde tam tersi etki yapabilir. Yine de gülümsemenin, gerginliğinizi hafifletmeye de yardımcı olabileceğini unutmayın.
Kıyafetleriniz, ilk izlenim için büyük önem taşır
Giysileriniz; ilgi alanlarınız, hobileriniz ve hatta kişiliğiniz hakkında ipuçları verebilir. 2009’da yapılan bir araştırma, ilk izlenimde en önemli etkenin beden dili olduğunu ancak kişisel tarzınızın ve dış görünüşünüzün de bırakacağınız ilk izlenimde önemli ölçüde etki edeceğini öne sürüyor. Bunun için bütün dolabınızı değiştirmeye gerek yok elbette. Kendi kıyafetlerinizi ve aksesuarlarınızı kullanmaya devam edebilirsiniz. Mühim olan, gün içinde durumun gerektirdiği kıyafetleri seçebilmeniz. Örneğin, yeni amirinizle bir Zoom görüşmesine katılmadan önce günlük kıyafetlerinizi iş kıyafetlerinizden biri ile değiştirebilirsiniz. “Doğru” kıyafetin her zaman süslü veya yeni olması da gerekmez. İçinde kendinizi rahat hissettiğiniz bir kıyafet, insanların fark edeceği şekilde kendinize olan güveninizi artırmada etkili olabilir.
Kelimelerin etkisini hafife almayın
Yeni tanıştığınız insanlarla konuşurken, kelimelerinizi daha dikkatli seçmeyi deneyebilirsiniz. Birinin deneyimi, geçmişi veya ilgi alanları hakkında fazla bir şey bilmiyorsanız, yanlışlıkla hatta rahatsız edici bir şey söylemek çok kolaydır. Yeni tanıştığınız biriyle konuşurken yargılayıcı görüşlerinizi ifade etmeniz, bıraktığınız ilk izlenimi olumsuz etkileyebilir. Bu gibi durumlarda, tarafsız konuşabileceğiniz konuları seçebilirsiniz. Bir konu üzerinde konuşurken aşağılayıcı veya eleştirel yorumlardan kaçınmanız ve genellemelerden uzak durmanız yararınıza olabilir. Ayrıca, tanıştığınız insanla iletişim halindeyken küfürlü konuşmanız kesinlikle hoş bir ilk izlenimin önüne geçecektir. 2018’de yapılan bir araştırma, küfretmenin başkaları tarafından daha az güvenilir ve daha az zeki tanınmanıza yol açabileceğini öne sürüyor.
Küçük ve basit bir sohbetle başlayın
Hava durumu veya diğer günlük konular hakkında sohbet etmek bazen sıkıcı görünebilir ancak genellikle olumlu bir izlenim bırakmak söz konusu olduğunda işe yarayabilir. Yeni tanıştığınız biriyle sohbet ederken kitaplardan konu açabilirsiniz veya yağmurun sizi yürüyüşe çıkmaktan alıkoyduğundan ya da evcil hayvanınızdan bahsedebilirsiniz. İlk gün yapacağınız yüzeysel ve basit bir konuşma, bırakacağınız iyi bir ilk izlenim sayesinde daha sonra derin bir sohbeti ve samimiyeti başlatabilir.
Eleştirel veya yargılayıcı düşünceleri ifade etmekten kaçının
Belirli bir kişi veya durum hakkındaki fikirlerinizi doğrudan kelimelere dökmeseniz bile, bu duygular beden dilinizde, yüzünüzde ve sesinizde ortaya çıkabilir. Bu duygular, diğer insanlar hakkındaki algınızı, daha olaylar başlamadan önce renklendirebilir ve bu da onların sizinle ilgili izlenimlerini etkileyebilir. Örneğin, bir iş görüşmesine gittiniz ve işe alım müdürü 15 dakika geç kaldığı için rahatsız hissediyorsunuz diyelim. Sesinizde rahatsızlık duyan bir işe alım müdürü, iş için çok heyecanlı olmadığınızı düşünebilir. Buradaki amaç, duygularınızı görmezden gelmek veya gizlemek değildir. Duygularınızı yeniden değerlendirmek, örnek üzerinden gidecek olursak iş görüşmenize daha iyimser ve misafirperver bir zihniyetle yaklaşmanıza yardımcı olabilir.
İlk izlenimlerin büyük ölçüde bilinçsiz olduğunu da unutmayın
2006 yılında yapılan bir araştırmaya göre, ilk izlenimlerin genellikle çok hızlı bir şekilde, saniyeden bile kısa bir süre içerisinde gerçekleştiğini gösteriyor. İnsanlar, yüzünüzü görür görmez sizinle ilgili bir izlenim oluşturmaya başlarlar. Genellikle bu izlenimler, stereotipler, kişisel önyargılar ve hatta yüz hatlarınız gibi kontrol edemediğiniz şeylerden kaynaklanır. Bu nedenle, ne kadar uğraşırsanız uğraşın, başkalarının sizin hakkınızda oluşturacağı izlenimi her zaman etkileyemezsiniz. İlk izlenimin, gelecekteki etkileşimlerin düzeyini belirleyebileceği şüphesiz doğru olsa da enerjinizi mümkün olan en iyi ilk izlenimi bırakmaya adamak yerine, tüm iletişimlerinizi saygı, şefkat ve açık fikirlilikle sürdürmeyi düşünebilirsiniz. Bu özellikler, başkalarının sizde ilk fark ettiği şey olmayabilir. Yine de ilişkileriniz üzerinde daha kalıcı bir etkiye sahip olduklarını unutmayalım. Ayrıca, sizi gerçekten tanımak isteyecek olan bir insan, fiziksel özelliklerinize veya bir anlık bakışa dayanarak sizin hakkınızda karar vermeyecektir. Sizi tanımak için zaman ayırmaya istekli olacaktır ve böylece daha değerli özelliklerinizi keşfedebilecektir.
Herkes yaptı da bi ben mi yapamadım acaba??
Nasıl olacak bu yaa..
Hotmail maalesef bu hesap birleştirme işlemini kapattı. Hatta birleştirilmiş hesapları da birbirinden ayırdı.
hesaplar onca uğraşıma rağmen asla bağlanmıyor.
ben niye faceme baglanamıyorun
ya ben facemi açamıyorum