Konsantrasyon Problemi
Konsantrasyon çoğu kişinin ortak problemidir. Bazen çok nadir de olsa çok iyi konsantre olduğumuzu hisseder ve o anda öğrendiğimiz şeyleri çok kolay ve kalıcı olarak öğrendiğimizi fark ederiz. Çoğu kez ise öğrenmek veya çalışmak istediğimiz bir konuya ne kadar istesek de konsantre olamadığımızı ve kolayca dikkatimizin dağıldığını görürüz.
Konsantrasyon temel olarak beyin dalgaları ile ilgilidir. Beynimiz sürekli olarak çeşitli dalgalar yaymaktadır. Bunlardan 8 ila 12 Hz. arası beyin dalgalarına “alfa dalgaları” denmekte olup, beyin alfa dalga ortamındayken konsantrasyon kalitemiz zirveye çıkmaktadır.
Biraz yüksek bir yatırım yapıp, beyin dalgalarını bir monitör ve bilgisayar yardımıyla sürekli olarak izlemek ve beyin tam alfa dalga ortamına girdiğinde ders çalışmaya başlamak ve öğrenme faaliyetlerine geçmek iyi bir seçim gibi görünebilir.
Esas amaç beynin alfa dalgası ortamına girdiği anları yakalamaya çalışmak olmamalıdır. Amacımız hangi şartların beynin alfa dalgası ortamına girmesine neden olduğunu tespit edip, bu şartları suni olarak yaratarak beynin alfa dalgası ortamına girmesini sağlamak olmalıdır. Ancak bu şartlarda kendi istediğimiz zamanlarda konsantre olmamız mümkündür.
Largo-Barok Müzik Hızlı Öğrenmeyi Sağlıyor
Müziğin öğrenme potansiyeline bir başka sebepten dolayı da katkısının olduğunu ortaya koyan “telkin yöntemi” (suggestopedia) psikiyatr ve eğitimci olan Bulgar Georgi Lozanov tarafından bulunmuştur.
Özellikle stressiz bir öğrenme, beden ve zihin faaliyetlerinin bir ahenk içinde çalışmasını sağlamaktadır. Bu şartlarda öğrenilen bilgiler daha kalıcı olmaktadır. Lozanov yaptığı araştırmalarda çok özel bir müziğin, yine çok özel bir ritimde olması kaydıyla, insanın beden fonksiyonlarını stressiz bir ortama sokarak öğrenme konsantrasyonunu artırdığını keşfetmiştir.
Özellikle kolay ve kalıcı öğrenme beyin alfa dalgası ortamındayken gerçekleşmektedir. Lazanov’un test ettiği belli ritimdeki bazı kalsik müzik parçalarının beyin dalgalarını 8 ile 12 Hz. aralığına düşürerek beynin alfa dalgaları yaymaya başlamasını sağladığı gözlenmiştir. Lozanov yaptığı deneylerde her klasik müzik parçasının dinleyenleri alfa beyin dalgaları ortamına sokmadığını ve en etkili parçaların 60 vuruşlu “largo” tempolu ve 4/4 veya 3/4 ölçülü olan “barok müzik” eserlerinden oluştuğunu tesbit etmiştir.
Iowa Eyalet Üniversitesinde yapılan testler, öğrenme faaliyeti sırasında barok müziğin kullanılmasının öğrenme ve hafıza gücünü yaklaşık yüzde 24 artırdığını göstermiştir.
Bio-Ritmik Largo Tekniği
Largo Barok müziğe binaural frekanslar tekniğinin de ilave edilmesiyle hazırlanan çift etkili tekniğe “Bio-Ritmik Largo Tekniği” denmektedir. Mega Hafıza tarafından hazırlanmış olan “Bio-Ritmik Largo” set kasetlerindeki fon müzikler tamamen 60 vuruşlu largo hızda çalınmış olan özel barok müzik parçalarından oluşmaktadır.
“Bio-Ritmik Largo” bir kaset, ders çalışırken veye hızlı okuma sırasında kulaklıksız olarak fon müzik olarak dinlendiğinde “Largo Barok” müziğin stressiz öğrenme avantajı zaten elde edilmektedir. Ancak böyle bir kaset kulaklıkla fon müzik olarak dinlendiğinde, her iki kulaktan ayrı ayrı gelen binaural seslerin ilave etkisi de kendisini göstererek kişinin konsantrasyon gücü de artırılmaktadır.
Özet olarak “Bio-Ritmik Largo Tekniği“, konsantrasyonu artırmak için “Largo Barok Müzik” etkisi ile “Binaural Frekanslar” tekniğinin birleştirilerek kullanılmasıdır.
Konsantrasyon gücü beyin hücrelerindeki enerji seviyesi ile direkt olarak ilişkilidir. Bilimsel araştırmalar belli frekans aralığında sesler ihtiva eden müziklerin beyin hücrelerindeki enerji seviyesini artırarak, beynin istenilen konuya kolayca odaklanabildiğini göstermiştir. Mozart’ın bazı müzik parçalarında bu frekans aralığı yoğun olarak mevcuttur. “Bio-Ritmik Largo ve Konsantrasyon” setinde Mozart etkisi de işin içine katılmıştır. Sette kullanılan “Mozart Etkisi” ile ilgili daha detaylı bilgi aşağıdaki kutu içinde verilmiştir.
MOZART ZEKAYI ARTIRIYOR
14 Ekim 1993 ‘de , A.B.D.’de “USA Today”de çıkan “Mozart ‘ın Müzikleri Zekayı Geliştiriyor” başlıklı haber tüm Dünyada sansasyon yaratmıştır. Bu habere göre, California Üniversitesi’nin Irvine’deki Öğrenme ve Hafıza Nörobiyoloji Merkezi bilim adamlarının yaptıkları bir araştırma, bazı müziklerle IQ arasında bir ilişki olduğunu açıkça ortaya koymuştur.
Bu araştırmada otuzaltı üniversite öğrencisi, önce I.Q. testinin sağ beyin yeteneklerini ölçen sorularıyla test edilmiştir. Testten sonra öğrencilere Mozart’ın “Re Majör, K 448 iki Piyanoluk Sonat”ı 10 dakika boyunca dinlettirilmiştir. Daha sonra öğrenciler hemen tekrar test edildiklerinde, I.Q. skorlarının önceki değerlere göre 8 veya 9 puan daha yükselmiş olduğu gözlenmiştir.
Mozart-Beyin İlişkisi
Fransız Tıp ve Bilim Akademileri üyesi Dr. Alfred Tomatis’e göre beynin elektriksel olarak şarj olmasında kulaklar anahtar bir rol oynamaktadır. Tomatis’e göre, beyin hücrelerindeki elektriksel enerjinin azalması konsantrasyonun bozulmasına ve yorgunluğa sebep olmaktadır. Bu durumda beynin de , piller gibi şarj edilmesi gerekiyor.
Tomatis beyin hücrelerinin enerjiyle şarj edilmesi yollarından biri olarak, 5000 ile 8000 Hz. arasında yüksek frekanslar ihtiva eden müziklerin dinlenmesini keş fetmiştir. Yıllar süren analizlerden sonra Tomatis, bu frekans aralığındaki seslerin Mozart’ın müziklerinde çok sayıda mevcut olduğunu tespit etmiştir. Tomatis’e göre, kulak salyangozunu dolduran, “corti” hücrelerinin titreşmesi jeneratör vasıtası görerek beynin yeniden şarj edilmesini sağlamaktadır.
Tomatis de ayrıca beynin şarj edilmesi için etkili olan diğer bir yakın müzik çeşidi olarak “largo barok (baroque) müzik” parçalarına dikkat çekmiştir.