İnternet Aşkları Hakkında Analiz
İnternetin yaşamımıza girmesinden başlayarak internet aşkları yaşamın bir parçası haline gelip, her geçen gün artarak devam eden bir durum haline gelmiştir.
Bu yazıyı kendi yaşamımdan ve çevremden edindiğim tecrübelerle kaleme alıyorum.
Bundan birkaç yıl öncesine kadar internet aşkları konusuna toplumca önyargı ile bakılırken günümüzde o kadar kanıksandı ki evlilikle noktalanan ilişkiler olağan hale geldi. Ancak hemen belirtmekte yarar var, internet ortamında başlayan ilişkilerin çoğu başarısızlıkla sonuçlanan anılara dönüşüyor.
İçindekiler...
İnternet Aşkları Nereden Nereye Geldi?
Word Wide Web Protokolü teknik olarak 1991 yılında geliştirilse de internet ağının evlerde kullanımı 1998 yılına kadar uzanmaktadır. Bu yıldan itibaren devam eden birkaç yıl bilgiye ulaşma ve bilgi sunma amacında olanlarla birlikte katılımcıların çoğunun amacı sohbet platformlarına üye olarak farklı insanlarla tanışmaktı. İşte bu süreçte internet aşkları da yoğun olarak yaşamımıza girmiş oldu.
Dönemin chat (sohbet) ile adlandırılan iletişim kanallarında insanların hiç tanımadıkları insanlarla tanışma ortamı bulmaları, bu platformların mantar gibi artmasına neden oldu. Dönemi yaşayan 20’li yaşlardaki insanların çoğunda bu tür bir platform açmak ve işletmek hevesi doğmuş, kimileri bu düşüncelerini gerçekleştirebilmiş kimileri ise düşünce bazında kalmıştır.
Özellikle bu dönemde insanların “olmak istedikleri insan” karakterine/kişiliğine bürünerek karşı tarafla iletişim kurduğu karşı tarafı etkileme üzerine kurulu bir süreçtir. Aslında aynı durum günümüz iletişim platformunu kullanan insanlarda da olmakla birlikte gelişen teknoloji karşı tarafın kimliğini daha rahat anlaşılmasına imkan verebildiği için payı azalmıştır.
Forumların Etkisi
Sohbet platformlarının ve bu platformlardaki güvensizlik yaratan durumların sürekli artışı insanları farklı arayışlara sürüklerken özellikle 2000’li yılarda her konuya değinen eğlence ağırlıklı forumları gündeme geldi ve bugün geniş insan topluluklarına ev sahipliği yapan Facebook, Twitter, Instagram, TikTok vb platformların önceki versiyonu şeklinde aktif olarak kullanılmaya başlandı. İşte asıl internet aşkları kavramının daha ciddi şekilde gündeme geldiği, sonuçlarının daha etkili olduğu dönem budur. Günümüzde halen forum platformlarında bu durumlar yaşanmakta ancak gelişen sosyal ağlar özellikle eğlence amaçlı kurulan forumların sayıları azalmaktadır.
Sanal ortamda çoğu kişi “olmak istenilen kişi” rollerine bürünerek büyüleyici karakterlerle karşı tarafı etkileme peşindeydiler. Dolayısıyla bu durum günlük yaşamda ulaşamayacakları insanlarla rahatlıkla iletişim kurabildiklerini düşünen insanlarca sistemin daha yoğun olarak kullanılmasına neden oluyordu. Buluşmalar ayarlanıyor ve genellikle buluşmalar daha ilk görüşmede hüsranla, çirkinliklerle sonuçlanıyordu.
Yine bu dönem çoğu kişinin, ikincil kişiliğinin de en çok açığa çıktı dönemdi ve insanlar buna alışmış ve ikinci kişiliklerini yadırgamaz hale gelmişti. Günümüzde de aslında bu durum sıkça yaşanıyor. Sonuç beklenilmeyen iletişimlerde insanlar genellikle karşı tarafa olmadıkları bir imajla kendilerini tanıtıyorlar. Genel olarak bu şekilde başlayan ilişkiler bir resim, bir görüntü veya görsel iletişim sağlandığı anda oluşturulan imajın yerle bir olması ile sonuçlanması ve sanal ilişkinin bitimi ile sonuçlanıyor.
Sosyal Ağların Etkisi
Sosyal ağlar günümüzde o kadar etkin ve kullanıcı sayıları o kadar yüksek sayılara ulaştı ki artık gündelik yaşamın önüne bile geçtiği söylenebilir. Öyle ki birlikte yürüyen insanların telefonları aracılığı ile bile birbirleri ile ilgilenmek yerine sosyal ağlardaki insanlarla iletişim kurduğu, ailelerin buluşmalar yerine sosyal ağlar aracılığı ile görüşmeyi tercih ettiği bir dönemden geçiyoruz. Bunu sonucunda doğal olarak aşklar da artık sosyal ağlarda yaşanmaya başlandı demek yanlış olmaz.
Aşklar, Gerçekler ve Sonuçlar
İnternet ortamında başlayan aşkların çoğu “olmak istenilen kişi” oynayan kişilerin karşıdaki kişilerde bıraktığı izlenimle oluşan kişiliğe bağlanmakla ortaya çıkıyor. İki taraftan biri genellikle daha gizemli olup kazanan tarafta iken, bu imajı yıkan bir tutumun aşkı sonlandırdığı durumları sıkça görülmektedir. Örneğin yıllarca iletişimde kalıp karşı tarafın görünüşü ile ilgili oluşan imaja bağlanan birinin yıllar sonra gördüğü fotoğraf tüm hayallerin yıkıldığı bir ana dönüşebiliyor.
Bu yazıda özellikle “olmak istenilen kişi rolü” duracağız. İnternet aşklarının önündeki en büyük engel işte bu rolün oynanmasıdır.
Olmak İstenilen Kişi Rolü
Uzun mesafeli ilişkiler olarak da adlandırılan internet ilişkileri aslında güçlü bir sosyal açlık ya da ihtiyacın bir parçasıdır. Bu durumu verimli kullanmak ve önyargısız şekilde iletişim/ilişki kurabilmek insan üzerinde bir teselli ve rahatlığı sağladığı bir gerçektir. Ancak internet aşkları veya ilişkilerini en çok sekteye uğratan ve güvensizliğe neden olan “olmak istenilen kişi rolü” ile durumu idame ettirmeye çalışmaktır. Maalesef bu durumdan vazgeçilmeye çalışılması bile başlamış bir sürecin devamında zor olduğu gibi iletişimi de bitirebiliyor.
Aşk çok çeşitli şekillerde tanımlanıyor. Bu tanımlar kimi zaman yaşanmışlıkla kimi zamanda alaya alırcasına bir şekilde karşımıza çıkabiliyor. Basit bir tanımla karşı cinsten zamanınızı cömertçe harcadığınız ve harcadığını bu sürecin her anında zevk aldığınız, zamanın hızla akıp gittiğinin farkında bile olmadığınız biri sizin aşk hissini duyduğunuz kişidir.
İnternetin bir güzelliği de flört etmeye başlamanın kolay olmasıdır. Özellikle yazılı olarak kendilerini ifade etmek, konuşma akıcılığı gerekmediği ya da konuşmadaki aksaklıklarda çıkacak sorunları bertaraf ettiği için insanlara cazip geliyor. Tabi iletişimin devamı hesaplanamayan durumlara evrildiğinde bireyler birbirilerini daha yakından tanıma istekleri duymaya başlıyorlar. Ama asıl sorun yazdığınız kişiye verdiğiniz cevaplardaki siz misiniz? Ya da karşıdaki anlattığı kişi mi?
Çok esprili, çok yakışıklı ve güzel, zamanını çok verimli geçiren arkadaş ortamı, aile yaşamı, ekonomik durumu vs çok hoş olmasına rağmen şu durum uzak mesafe ilişkisi yaşayan çoğunun başına gelmiştir. Sizi hiç tanımıyor olmasına rağmen her fırsatta zamanını size harcıyor, yeterince tanımamasına, duygusal değerleri oluşturan ortamlar olmamasına rağmen size çok değer verdiğini, sizin onun için vazgeçilmez olduğunu sık sık söylüyor. Aslında yukarıdan objektif bir bakışla durumun olağandışılığı rahatlıkla görülebilecekken bu durum olayın akışındaki heyecanla veya durumdan duyulan memnuiyet ortamının bozulması istenmediği için görmezden geliniyor. (Aşkın gözü kördür).
İnternette başlayan ilişkilerin çoğunlukla travma ile sonuçlanmasının asıl nedeni süreçte yaşanan duygusal bağlılıktan kaynaklanmaktadır. Her iki tarafında eşit oranda bu bağlılığı hissetmesi mümkün olan bir durum olmadığı için muhakkak taraflardan biri için süreç daha yıpratıcı hale gelecektir. Hele de bağlılığı daha yoğun yaşayan tarafın terkedilmesi durumunda psikolojik olarak bir yıkım yaşanabiliyor (Aşk başa gelirse akıl baştan çıkar). Aslında buradaki durum terk eden tarafın belli bir noktaya geldikten sonra “olmadığı kişiyi oynama süreci“nin sonuna gelmesinden kaynaklanan bir kaçış durumu olduğu halde, terkedilen için durum “edindiği imaj“ın gerçekliğine inanıp büyük bir kayıp yaşadığının düşünmesinden kaynaklanmaktadır. Yani aslında terk edilen kişi aslında bu durumda şanslıdır. Çünkü karşısındaki kişi düşlediği ya da düşündüğü kişi değildir.
İnternet ilişkileri her zaman tehlikeleri de beraberinde getirebilir. Karşı kişinin oynadığı rol ve kişilik çok fazla duygusal yakınlaşmalara ve hislere neden olabilmesine rağmen aslında kişinin kim olduğunu asla bilemezsiniz. Çevrimiçi ortam, her iki kişinin de yalnızca açıklamak istediklerini açıklamalarına ve genellikle ideal benliklerini ortaya çıkarmalarına ortam hazırlar. Yani temelde örtüşen bir fanteziler karşı konulamaz bir şekilde çekici olabilir, gerçek hayattaki herhangi bir partnerin olabileceğinden çok daha mükemmel görünebilir (kanmayın bu gerçek değildir). Gerçek bir araştırma sürecine girdiğinizde sürekli olarak bir bahane ile bu tanıma ortamından kaçma durumları yaşatıyorsa bilin ki bu ilişkide gerçek olmayan olgular çokça vardır.
Bu kadar emek, zaman, ilgi, duygu yoğunluğu yaşadığınız kişiyle yüz yüze tanışıldığında hayal kırıklığına uğranılması neredeyse yüzde yüze yakındır. Buluşmanın ilk 15 dakikasında belki de aylarca kafanızda oluşturduğunuz kişilikle tezat oluşturan onlarca durumla karşılaşacak ve durumu daha doğru tespit edebileceksiniz. Yaşam tarzlarınızın veya bakış açılarınızın yazışmalardaki gibi olmadığı gerçeği ile yüzleşmek içinizde bir burukluğa neden olacaktır.
Sonuç
Aşklar internet alternatifi de gündelik yaşamdaki aşkların değerini azalttığı da bir gerçektir. Yaşanılan ilişkilerde bir başkasına ulaşmanın ya da ilişki yaşamanın kolaylığı aşk kavramına karşı bakış açılarını olumsuz yönde değiştirdi. Hatta bir ilişki yaşarken bile bir başka kişi ile alternatif durumlara karşı iletişime devam edenlerin sayısı oldukça fazla. Zaten bu nedenle uzak mesafeli ilişkilerin çoğu bir taraf için kolaylıkla bitirilebiliyor. Ama her şeye rağmen internette tanışıp ruh ikizini bulduğunu iddia edenlerin sayısı az değil.
Şunu net olarak söyleyebiliriz. Sanal ortamdaki ilişki ile yüz yüze kurulan ilişki birbirinden çok farklıdır. Sanal ortamda kurulan ilişkilerde konuştuklarınız tıpkı sizler gibi bir insan, ve onların da kanları kırmızı. Ancak bilinmesi gereken şey ben buyum diyenler gerçekten kendileri mi? İşte bu ayrıtı kaçırmadığınız ve öğrenme aşamasını ihmal etmediğiniz sürece bu ilişkilerde daha az yıpranırsınız.
Sizler de yaşadıklarınızı bizimle paylaşırsanız sevinirim.
Hiç kimsye önermem. Belki binde bir İnternet aşkı ile mutluluğu bulan vardır ama bu istisna. Lanet olsun İnternette tanıdığım kişiyi tanıdığım güne dünyanın en adi insanı beni bulmuş.