Bitkilerin Dili – Mistik İnançlar

Doğanın sunduğu çeşitli bitkilerin dili aslında bizlere çok şey anlatıyor. Ancak bunları çözebilmek kolay değil. İşte doğadan bizlere sunulanlardan bir demet…

İçindekiler...

YEŞİL SALATA “Lettuce”

Romalılar salatanın güçlü bir afrodizyak ve döllenmeye yararlı olduğuna inanırlardı, festivallerde ve düğünlerde çok fazla salata tüketilirdi ama daha çok sarhoşluğa karşı daha uygunu çabuk sarhoş olmamaya yararlı olduğu kabul ediliyordu. İngiliz folklöründe ise bahçelerde çoğalan yeşil salatalar, verimsizlik anlamına gelir.

ZAMBAK “Lily”

Öncelikle bakireliğin simgesidir; bu nedenle “zambak kadar temiz” denir. Genel anlamda şanssızlığın kırılmasına, tarlaların zarar görmemesini sağlar. Eğer bir erkek evinde karısı veya diğer kadın aile bireyleriyle sorunlar yaşıyorsa, zambak evin içindeki kötü etkileri temizleyecektir.

ZUFAOTU (ÇÖRDÜK) “Hyssop”

Çok eski zamanlardan beri bilinen bu bitki, kutsal yapıların dışlarını temizlemekte kullanıldı ve bu nedenle de kutsal olarak tanımlandı (İncil’de de adı geçer). Aromatik koyu yeşil yaprakları, pembe, beyaz veya mavi çiçekleri vardır. Tadı ve kokusunda güçlü bir nane etkisi hissedilir. Göğüs hastalıklarında ve romatizmada yararlıdır ve terlemeyi arttırır.

ADAÇAYI “Sage”

Genelde şans bitkisidir. Ardarda sekiz sabah yenilirse, sıtmaya iyi geldiğine, astımı tedavi ettiğine inanılırdı. Kurutulmuş adaçayı, pipoya konulur içilirdi, taze yaprakları diş temizliğinde kullanılırdı. Adaçayının çeşitli renkleri vardır, baharatlı hoş kokulu mor çiçekler açar. Bitkinin adı Latin kökenli “kurtarıcı” anlamına gelir. Adaçayı, boğaz hastalıklarına, dişeti hastalıklarına, tifoya, yüksek ateşe ve kızamığa iyi gelir, ayrıca sayısız rahatsızlığa karşı da etkin olduğu kabullenilmektedir.

ADAMOTU “Mandrake”

Kıskançlığın ama yanısıra da kısırlığın bitkisidir. Çok eskiden afrodizyak olarak kullanıldı; ayrıca anestezik etkileri bulunmaktadır. Eğer bir tarlada ikiz olarak bulunursa, şeytani bir etkiden korkulur, söküldüğünde çığlıklar attığına inanılırdı. Bu ses bitkinin ölümü demekti. Ayrıca çevredeki et yiyen aç hayvanların yakalanması için özellikle ekilirdi.

BAHAR ÇİÇEKLERİ “Blossoms”

Tüm zamanlarda zamansız açan çiçeklerin kötü şans getireceği kabul edilmiştir. Özellikle çok sert geçen kışlarda çiçekler açarsa hastalıkların ve ölümün geleceğine inanılırdı. Geç açan Noel çiçekleri kısa zaman içinde hastalık ve ölüm demekti.

BAHÇE NANESİ “Spearmint”

El çatlaklarına iyi gelir, sivri uçlu lila renkli çiçeklerini yaz aylarında açar. Antik Yunan Mitolojisi’nde yeri vardır; “Mentha” bitkiye dönüştürülmüş ve “Mint” adını almış bir su perisidir (Nymph).

BAKLA “Broad Bean

Baklanın ölülerin ruhuna sahip olmaya yaradığına inanılırdı; ayna zamanda da bakla çiçeği kazalara karşı bir önlemdi. Artık yıllarda baklanın karmakarışık büyüyeceği, kahinler ve şamanlar için baklanın şekli hayaletlerle ilgiliydi ve kahinler bakla ile geleceği görürlerdi. Bakla, eğer evin çevresine serpilirse 12 ay boyunca evi korurdu. Eski bir Avrupa geleneğinde, farklı yetiştirilen üç adet bakla tanesi, bir yaz gecesinde saklanır vebulma oyunun oynanırdı. Dokunulmamış bakla iyi sağlığa, soyulmuş bakla tanesi iyi ve zengin bir yaşama, soyulan baklanın üçüncü tanesi dolu doluysa yani tombulsa güçlülüğe işaretti.

BEZELYE “Pea”

Yine benzer bir gelenek; bezelyenin içinde tek bir tane çıkarsa işler iyi gitmeyebilir ama dokuz tane varsa durum iyidir, fakat bir tanesini sağ omuzunuzun üzerinden arkanıza atmayı sakın unutmayın.

BİBERİYE “Rosemary”

Biberiye bolluğun simgesidir; ev kadınları mutfakta iyi bir tadlandırıcıdır, aynı zamanda biberiye eski çağlarda ölüleri anmak için kullanılıyordu, yaprakları cenazelerde serpilirdi. Biberiye, Akdeniz ve Avrupa’da yetişen aromatik, iğne yapraklı (mavi-yeşil, gümüş ve altın renkli olabilir), mavi, beyaz ve pembe çiçekli bir bitkidir. Biberiye, ılımlı kışların, uzayan baharın da simgesiydi.

BÖĞÜRTLEN “Blackberrie”

Böğürtlenin romatizma, ateş, öksürük gibi hastalıkları yatıştırdığına hep inanılmıştır ama buna karşın eski Fransa ve İngiltere’de böğürtlen, şeytanla ilişkilendirilirdi. Fransızlar’a göre bu meyve, şeytanın ağzından çıkmıştı. İngiltere’de uğursuzluğa karşı böğürtlen, özellikle Başmelek Cebrail’in günü kabul edilen 11 Ekim’de toplanırdı, o günde şeytanın böğürtlen çalılıklarının içine düşeceğine, dikenlerden yaralanarak lanetinden vazgeçmek zorunda kalacağına inanılırdı.

CİVANPERÇEMİ “Yarrow”

Orta Çağ’da büyücülerin “Şeytanın Oyuncağı-ısırganı” adını verdikleri bitki. Doğaüstü güçleri sağladığına inanılıyordu. İsveç kökenlidir ve bira üretiminde kullanılır. Uzun ömürlü, koyu yeşil tüylü yapraklı, yaz aylarında açan salkım halinde soluk lila ve beyaz renkli çiçekleri vardır, ezildiği zaman hoş bir aroma yayar. Troya Savaşı’nda Achilles tarafından yaraları sağıltmak için kullanılmıştır. Günümüzde yara izlerini yok etmek ve dokuları gençleştirmek için kullanılmaktadır.

ÇAM KOZALAĞI “Pine Cone”

Eski yüzyılllarda kozalaklar hava tahminleri için kullanıldı. Kozalak açıksa, hava iyi olacak kapalıysa bozacak anlamına geliyordu.

ÇUHA ÇİÇEĞİ “Primrose”

Bir kış çiçeğidir ve evlere alınması hoş karşılanmıyor, ölüm anlamına geliyordu. Tarlalardan en az 13 demet çuha çiçeği toplanmalıydı, aksi halde tavuklar zarar görebilirdi. Gal folklöründe Haziran’dan evvel çuha çiçeğinin açması iyi değildir, bunlara karşın kötü ruhlar bu çiçeği sevmezler uzaklaşırlardı, bir dönem uykusuzluğa karşı ilaç olarak kullanılmıştı.

DEFNE “Bay”

Defne yaprakları, Eski Roma’da kahramanların veya zafer kazanan kumandanların başlarına çelenk yapılarak konulurdu. Defne eğer gölgede yavaş yavaş kurutulur ve kapalı bir yerde iyi saklanırsa tüm pişirimlerde kullanılabilir. Defne parlak ve düz yapraklarını dökmeyen bir bitkidir, küçük krem-beyaz rengi çiçekleri yaz aylarının ortalarında açar.

DEREOTU “Dill”

Orta Çağlar’da büyücülükte ve büyü ilaçlarının yapımında kullanılırdı, buna karşın yatmadan önce çay olarak kaynatılırsa iyi bir uyku uyumak için yararlıdır. Tüylü yeşil yaprakları ve ince sarı çiçekleri vardır ve solunum kolaylaştırıcıdır.

DİKENLİ ÇALI “Bramble Bushe”

Eski dünyada, çalılardan yapılan kemerlerin altından geçildiğinde, hastalıkların uzaklaşacağına inanılırdı. Çalılarda oluşan yaban böğürtlenleri yenirse çıbanlara, romatizmaya, deri lekelerine, öksürüğe iyi geldiği kabul edilirdi.

SOĞAN “Onion”

Odaya soğan asmak inanca göre felaketleri uzaklaştırırdı ama bugün modern bilim soğanın kesilip açıp bırakılması halinde mikropları çektiğini kabu ediyor. Eskiden yastığın altına konan bir soğan sayesinde sevgilinin rüyada görüldüğüne, ayrılmış çiftleri barıştırdığına ve yuvaya mutluluk getirdiğine inanılırdı. Soğan filizi güçlü bir aşkın simgesiydi, hasta organların üzerine soğan konur veya bağlanırdı.

DÜĞÜN ÇİÇEĞİ “Buttercup”

Geleneklere göre çenesinin altında düğün çiçeği tutan çocuğun, gelecekte yıldızı parlayacaktır. Düğün çiçeği aynı zamanda da tereyağ sevmeyen çocukların yanına konurdu.

EŞEK MARULU “Sow Thistle”

Büyülere karşı güçlü bir koruyucudur, yakaya takılırsa dayanıklılık verir ve yorgunluğu engeller. Suda kaynatılırsa, göz banyosu yapılabilir.

FASULYE “Bean”

Özellikle Uzak Doğu’da uzak geçmişte, birçok ülkede şeytanların kızgınlığını yatıştırmak için yerlere fasulye serpilirdi, aynı inanç ölüm ve ölülerin ruhları için de geçerliydi. Eski İngiltere’de eğer bir avuç fasulye, yeşil yerine beyazlaşırsa ölümle bağlantı kurulurdu. Güneydoğu Asya’da ise, böbrek biçimli fasulyelerin iyi bir ürün için kesinlikle 3 Mayıs tarihinde toplanmasına özen gösterilmektedir.

FESLEĞEN “Basil”

2000 yıldan beri kullanılmaktadır. Fesleğen aşkın simgesidir. Geçmişte genç kızlar, pencerelerinin dışına fesleğen yaprakları koyduklarında, bir talip aradıklarını duyurmuş olurlardı. İngiltere’de Tudor’lar döneminde, çiftçilerin eşleri evlerine gelen ziyaretçilerine küçük kaplar içinde fesleğen hediye ederlerdi. Aynı şeyi bir kadını seven erkek, aşkını ilan etmek için yapardı. Fesleğenin büyük yeşil yaprakları ve küçük beyaz çiçekleri vardır; başağrılarında derin derin koklanması önerilirmektedir.

FRENK MAYDANOZU “Chervil”

Kutsal Salı gününde ve Paskalya’dan önceki 40 günlük “Büyük Perhiz” döneminde yeni yaşamın ve yeniden doğmanın simgesi olduğuna inanılırdı. Kanın ve derinin temizlenmesinde etkindir. Soluk yeşil yaprakları, küçük beyaz çiçekleri vardır.

GÜL “Rose”

Çok çeşitli inançların konusu olan gülün yaprakları, yere rasgele dökülürse iyiye işaret değildir, eğer yerdeki yapraklar toplanmazsa bir ölüm olacak demektir. Eğer sonbaharda güller açarsa gelecek yıl şanssız olunacaktır, yanısıra gülün tüm kötü ruhları kovduğuna inanılıyordu. Gül elbette ki, aşkın simgesidir ve kehanette de kullanılıyordu. Güllerin beyaz kağıtlara sarılması eski bir gelenektir, bu buketler yılbaşına kadar saklanır, bozulmayan gülleri bekar genç kızlar yakalarına iliştirirlerdi, beğenen erkek hayranlığını belirtirse kızın gelecekteki kocası olacaktı.

HANIMELİ “Honeysuckle”

Yakın bir zamanda gerçekleşecek olan bir evliliğin simgesidir, bir başka inanca göre bir dişinin yatak odasına konacak olan olan hanımelleri erotik rüyalar gördürecektir.

HATMİ ÇİÇEĞİ “Marshmallow”

Genelde bir karışım bitkisidir; yüksek ateşe karşı yararlıdır. Kilise tarafından önerilmiştir. Özsuyu, ellerdeki lekelere iyi gelir.

HAVUÇ “Carrot”

Havucun görmeyi keskinleştirdiğine, göz sağlığına iyi geldiğine her çağda hep inanılmıştır. Örneğin II. Dünya Savaşı’nda İngiliz pilotlarına özel havuç dieti uygulandı ama günümüzde bu inancın yanlış olduğu anlaşılmıştır. Haşlanmış olarak bol miktarda yenen havuç astıma ve özellikle de bronşlara iyi geldiği belirlenmiştir, ayrıca afrodizyak olarak da bilinir.

HER TÜR YAPRAK “Leaf”

Meşe ve dişbudak yaprakları yaz havasının işaretidir. Eğer iyi bir yağmur isteniyorsa, dişbudak, az yağmur isteniyorsa meşe yapraklarına bakılır. Yapraklar hışırdıyorsa ve ters dönmüşlerse yağmur gelecektir. Sonbahardan önce bu yaprakların çok fazla dökülmesi iyi değildir, evin şansı da kuruyabilir. Düşen herhangi bir ağaç yaprağını havada yakalamak, o kış soğuk algınlığına yakalanmama demektir.

HERCAİ MENEKŞE “Pansie

Eğer yağmur yağarken menekşe toplanırsa, yağmur iki kat artmış olarak geri dönecektir.

HİNDİBA “Chicory

Eskiden bu bitkinin insanı görünmez yaptığı ve kilitli sandıkları açtığı sanılırdı. Ama Hindiba’nınbu gücü sadece kutsal St. James Günü’nde (25 Temmuz) geçerliydi. Eğer bitkinin yaprakları altın bir bıçak ile kesilirse, kilitler açılabilir, engeller kalkabilirdi ama bu iş yapılırken konuşmamak şarttı aksi halde ani ölüm gelebilirdi. İlk Amerika göçmenleri ve petrol arayıcıları iyi şans için yanlarında bir parça hindiba taşırlardı.

HİNDİSTAN CEVİZİ KÜÇÜK “Nutmeg”

Eğer kişi üzerinde taşırsa, iyi şans getirir, çıbanlara ve romatizmaya yararlı kabul edilir.

HODAN “Borage”

Hodan, canlandırıcı yani hipokondriaktır, cesaret verdiğine inanılırdı. Haçlılar, söylentilere göre bitkinin suyunu şarapla karıştırıp savaştan önce içerler, güçlerinin artmasını ve ruhlarının yücelmesini beklerlerdi. İnci yeşil dalları, pembe yıldız şeklindeki çiçekleriyle yaz aylarında çok güzel bitkidir, tadı hoştur ve salatalığa benzer, ıspanaklı yumurta gibi ıspanak yerine kullanılabilir. Soğuk algınlıklarında, öksürük ve bronşitlerde, romatizmada etkilidir, isiliklere de iyi gelir, bol miktarda C vitamini içermektedir.

ISIRGAN “Nettle”

Çok eski dönemlerden beri yararlı bir bitki olarak bilinmiştir. Bir demet ısırgan cepte taşınırsa, yıldırım çarpmasına karşı korunulurdu. Hastalıklarda ve salgınlarda bitkinin kökü ilaç olarak kullanılması için söküldüğünde törün yapılır ve hastanın veya hastaların adı okunurdu.

İNCEOTU “Woodruff”

Orta Çağlar’da inceotu yaralara ve kesiklere karşı kullanılırdı. Kokusunun böcekleri kaçırdığına inanılır.Yaz aylarında açan küçük beyaz çiçekleri, uzun dar yaprakları vardır.

İTÜZÜMÜ “Nightshade”

Avrupa kökenli zehirli bir bitki. Yaban halinde halusinatif yani hayal gördürücüdür. Belladonna adı da verilir veya bu adlı bir türevi medyumlar tarafından doğaüstü ilişkilere geçmek amacıyla kullanılır. Bir diğer inanca göre bu bitkiden yapılan özel bir karışımı cadılar vücutlarına ovalayarak sürerler ve uçmak için kullanırlar.

JAPONGÜLÜ (KAMELYA TÜRÜ) “Japonica berrie”

İngiliz folklöründe “Yasak Meyve” adıyla tanınır ve inanca göre Japongülünün aslı cennetteki şeytanın gözüdür. Bazen reçeli yapılır ama yendiğinde sonuçlarına dikkat edilmelidir.

ACI NANE “Peppermint”

Acı nane yağının kokusundan sıçanlar nefret ederler, bu nedenle bitki bu amaçla kullanıldı. Bitkinin küçük menekşe renkli çiçekleri, narin uzun yaprakların arasında açar, yaydığı mentol kokusu nedeniyle çay, çikolata ve diş macunu üretiminde kullanılır. Ayrıca uykusuzluk sorununa da iyi geldiği düşünülmektedir.

KADİFE ÇİÇEĞİ “Marigold”

Batı İngiltere’de “Sarhoşotu” olarak bilinir. Eğer toplanıp uzun bir süre seyredilirse sarhoş ettiği kabul edilir. Galler’de iyi havaya işarettir, aşk büyülerinde kulanılır, düğün çelenk ve buketlerine konur. Arı sokmalarında acıyı hafiflettiği düşünülmektedir.

KARA HİNDİBA ÇİÇEĞİ “Dandelion”

İngiliz folklöründe, bu çiçek aşkın habercisidir, buna karşın birçok bahçıvan bu çiçekten hoşlanmaz. Genç kızlar çiçeğin tohumlarını yere serperler ve kaç yıl sonra evleneceklerini öğrenmek isterlerdi.

KARA PELİN “Southernwood”

Aşk olaylarının bir diğer simge bitkisi; hem kötü ruhlara karşı koruyucu, hem de antiseptik olarak kullanıldı. Limon kokulu yeşil tüylü yaprakları ve küçük sarı çiçekleri vardır; saç toniği olarak kelliğe karşı da kullanılmıştır.

KARAMAN KİMYONU “Caraway”

Bu bitkinin dallarının, değerli eşyaları hırsızlardan korumak için yararlı olduğu kabul edilirdi. İnanca göre eve hırsız girdiğinde, dallarla karşılaşacak ve donup kalacak ve böylece yakalanacaktır. Öte yandan bu bitkiyi kadınlar kocalarının kendilerini aldatıp aldatmadıklarını öğrenmek için kullanırlardı, zanlı kocanın ya cebine ya da yemeğine bir tutam kimyon konurdu.

KARDELEN “Snowdrop”

Güzelliğine karşın ölümü simgeler. Öte yandan saflığı da simgeler, eve getirilirse birisi hastalanacak ve ölecektir.

KEDİ NANESİ “Catmint”

Kedi nanesinden yapılan peltenin, karabasanlara iyi geldiğine inanılır. Ayrıca şaraba lezzet vermek için kullanılır. Gri-yeşil yaprakları, pembe, beyaz ya da lila çiçekleri vardır, yaz aylarında yetişir. Bazı kedileri etkilediği görüldüğü için Kediotu adı verilmiştir.

KEDİOTU “Valerian”

Masallara konu olan ünlü fare kovucu bitki. Fareler ve kediler bu bitkinin etkisi altında inanılmaz ama insanlara karşı cinsel eğilimlere girerler.

KEKİK “Thyme”

Genelde mezarlıklarda da yetişen bir bitki olduğu için ölümle ilişkisi olduğu sanılırdı. Akdeniz kökenli bu bitki çok güçlü kokusuyla tanınır, yaz aylarında leylak rengi küçük çiçekler açar. Kekik yağı değerlidir, hem tıbbi amaçlarla hem de mutfakta kullanılır. Yağ, romatizmaya, cüzzama ve öksürüğe iyi gelir, çaya katılırsa ateş düşürür. Romalılar kekik yağını depresyonlarda kullanırlardı, 16. Yüzyıl’da kekik yağı siyatik ve baş ağrılarına karşı kullanıldı. Kekik aynı zamanda da dezenfektandır.

KENEVİR/KENDİR “Hemp”

Geleneksel olarak kenevir verimsiz topraklara neden olur, kadınlar bu bitkinin kendilerini kısır yapacağına inanırlar; hala da boşanmalarda bir simgedir. İngiltere, Devon yöresinde Sevgililer Günü’nde bekar genç bir kızın kenevir çelengi takarak bir kilisenin önünde, geceyarısını yarım saat geçerse, evleneceği erkeği arkasında göreceğine inanılır. O zaman kız kenevir çelengini yere serpecek ve erkek tırmıklayarak tohumları dağıtarak, yetişmelerini bekleyecektir.

KİŞNİŞOTU “Coriander”

Eski Çin’in ölümsüzlük otu, Anglo-Saxon’lar kişnişotunu çatlak derileri tedave amacıyla kullanıyorlardı. Peru’da b bitkiden sabun yapılır, maydonoza benzer düz yaprakları ve küçük pembe-beyaz çiçekleri vardır.

KOYUNGÖZÜ (KASIMPATI TÜRÜ) “Feverfew”

Evin yakınında yetiştirilmesi felaketleri uzaklaştırır ve kavgaları engeller. Dantel gibi sarı veya yeşil yaprakları, aromatik sarı ve beyaz çiçekleri vardır, yaz aylarında yetişir, arılar bu çiçekten hiç hoşlanmazlar. Dallarından yapılan bileklikler takılırsa, ağrıları azalttığı kabul edilmektedir.

KUZGUNOTU (EĞRELTİ OTU TÜRÜ) “Fern”

İngiltere’de “Şeytan Fırçası” adıyla bilinirdi, kurutulmuş eğrelti otları evleri yıldırım ve fırtınadan korunmak için ev kapılarına asılırdı. Eğer bu ot yakılır veya kesilirse, şiddetli yağmur yağabilirdi. Bazı inançlarda da eğrelti otunun büyüsel güçler kazandırdığı ve hatta görünmezlik sağladığına raslanır. Buna karşın, bu out toplamak iyi değildir çünkü kötü şans verebilir, yolculukta yol kaybettirebilir. Yeni yetişen eğrelti otunun döğülmüş tohumları suyla karıştırılıp içilirse mide ağrılarını azaltabilir.

LAHANA “Cabbage”

Lahan iyi şansın simgesidir, eğer tarlada iki tane yanyana bulunursa yani bir kökten iki tane lahana yetiştiyse şans iki kat artacaktır.

LEYLAK “Lilac”

Leylak kötü olayların ve şanssızlığın habercisidir; bu nedenle, “Uyutucu kokulu çiçek” adıyla da anılır. Beyaz leylaklar daha kötüdür ve eve hastalık getirirler. Tek olumlu istisna nadir bulunan beş yapraklı leylaktır.

MAYDANOZ “Parsley”

Maydanoz çiğnemek nefesin kokusunu düzeltir diye biliriz ama eskiden maydanoz ölümün ve felaketlerin simgesi bir bitkiydi. Bu bitkiyi yemek yaparken veya sevgilinizle beraberken kesmek çok kötü şans demekti. Maydanozun her türü mutfaklarda normalde vazgeçilmez bir aksesuardır, bir pencere kenarında nemli toprakta ve güneş altında kolayca yetişir. Maydanoz Eski Yunan’da ölümle birleştirilirdi; cenazelerde kullanılır, mezarların üzerine serpilirdi. Ama aynı zamanda da kahramanların veya galiplerin taçlarına hatta araba yarışçılarının atlarının üzerine konulurdu. Bebeklerin maydanoz tarlalarında bulunduklarına, evlenemeyen kızların maydanoz çiğnediklerine inanılırdı. Romalılar, mezarlarına şeytanları kovmak için maydanoz serperlerken, İngiltere’de maydanoz tohumları çocuklara cesaretli olmaları için yedirilirdi.

MELEKOTU “Angelica”

Melekotu, adını Orta Çağ’daki salgın hastalıklarda ortaya çıktığı varsayın melekden veya meleklerden almaktadır. İnanca göre bu melek insanları kötü ruhlardan ve cadılardan almaktadır,bu nedenle de Melekotu’na aynı zamanda da “Kutsal Ruh’un Kökü” adı da verilmiştir. Melekotu iki yılda yaz ortalarında gelişir, parlak yeşil yaprakları, beyaz çiçekleri vardır. Günümüzde kek ve veya tatlı süslemelerinde kullanılmaktadır. Sapları kaynatıldığında mide ekşimelerine iyi gelir, tatlı olan yaprakları ise meyvelerin arasına serpilirse çürümeyi geciktirir.

MENEKŞE “Violet”

Hastalık çiçeği, salgın hastalıkların habercisidir. Boyunlara asılırsa alkolizme iyi geldiği ama kokusunun pireleri çektiği söylenir. Menekşe sonbahar aylarında açar, küçük koyu yeşil yaprakları, çok güzel mor çiçekleri vardır, gölgeyi ve nemli toprağı sever.

MERCANKÖŞK “Marjoram”

Kurutulduğunda veya ekiliken koklandığında çiftçilere iyi şans getirdiğine inanılır. Eğer yaban kekiği ile karıştırılıp, çiftliklerde sütlerin yanına konursa sütün yıldırımlı gecelerde ekşimeyeceği düşünülür. Tatlı kokulu ince yeşil yaprakları ve pembe çiçekleri vardır.

MİNE ÇİÇEĞİ “Vervain”

Geleneksel olarak sellere karşı bir önlem olarak bilinir; Hıristiyan inançlarına göre İsa çarmıha geriliyken adı geçer çünkü Romalı askerler savaşlarda koruyucu olarak kullanıyorlardı. Soluk lila çiçekleri vardır. Mine çiçeğinin büyüsel güçleri ve afrodizyak olduğu kabul edilirdi. Ayinlerde ve büyük operasyonlarında kullanılıyordu.

NANE “Mint”

Arı sokmalarına karşı her çağda kullanıldı. Eski Yunanlılar, vücutlarına ama daha da garibi silahlarına parfüm olarak sürerlerdi. Çelenklere leylaklarla beraber nane yaprakları konur, yemek masaları yemekten önce nane yaprakları ile ovulurdu. Nane tüm mide rahatsızlıklarına iyi gelmektedir.

NERGİS/FULYA/ZERRİN “Daffodil”

Aslı bir ev bir tane negis konmamalıdır çünkü iyi şans getirmez. Demet nergizler mutluluğun simgesidir, Galler’de baharın ilk açan nergisinin eve gelecek 12 ay içinde daha çok altın ve gümüş getireceğine inanılırdı,

ÖKSEOTU “Mistletoe”

Yüzyıllar boyunca ilaç olarak kullanıldı, şifa verici olarak biliniyordu. Asalak bir bitkidir. Eskiden bu bitkinin ölümü yani kuruması halinde sahibinin de öleceğine inanılırdı. Eğer bir meşe ağacının altında yetişirse, Orta Çağ Galya büyücüleri için (Druidler) çok önemli bir işaretti, o meşe ağacına büyük saygı gösterilirdi. Druid, ökseotunun meyvelerini gözlemler ve eğer ağacın üzerinde bulursa, bunun meşe ağacının ruhunun menisi veya spermi olduğu kabul edilirdi. Bu etki veya inancın anlamı, yapılacak olan büyü ya da büyülerde iyi sonuç alınacak demekti. Ökseotu yeni ayın altıncı gününde altın bir orakla, tören yapılarak kesilirdi ve halka dağıtılırdı, böylece tüm yöre kötülüklerden ve yıldırımlardan korunacaktı. Şimdilerde de Noel’de bir ökseotunun altında öpüşmek bu eski pagan inancının kalıntısıdır. Bu bitkinin filizleri aynı zamanda da konukseverliğin simgesi olarak da kabul edilir.

PAPATYA “Daisy”

Genelde yaz şenliklerinin çiçeğidir. Yılın ilk papatyaları şans getirirler, genç erkek çocuklar bu ayda demet demet papatyalar tutarak çabuk büyümeyi beklerler. Genç hayvanlar papatya yerlerse zarar görebilirler. Genç kızlar papatya toplayarak, yapraklarını kopararak sayarlar, böylece sevilip sevilmediklerini öğrenirler ve gözlerinin önüne bir demet papatya koyarak sayarlar, gözlerini örten papatya sayısı kaç yıl sonra evleneceklerini belirler.

PAPAVER (TÜM GELİNCİKGİLLER) “Poppy”

Hastalık alameti olarak kabul edilir. İlginçtir, bu bitkinin eve getirilmesiyle insanların hastalıkları farketmedikleri, körleştiklerine inanılıyordu. Belki de papaverde bulunan narkotik etki buna neden oluyordu. Papaver II. Dünya Savaşı sırasında anı bitkisi olarak sembolize edildi, genç askerlerin ölümleri için anma günlerinde kullanıldı.

PIRASA “Leek”

Galler’de pırasanın savaşta cesaret ve güç vereceğine, yaraları tedavi ettiğine inanılırdı.

PORTAKAL “Orange”

Tüm aşk ilişkilerinde en iyi şans bitkisi. Portakal çiçeği mutlu bir evliliğin simgesidir ve geleneksel olarak portakal verimliliği ifade eder.

REZENE “Fennel”

Bronz yeşili rengindeki tüylü yaprakları olan bu güçlü uzun ömürlü bitki, inançlara göre cesaretin, güçlülüğün ve uzun ömrün simgesidir. Yılanların favori yiyeceğidir, kolay deri değiştirmelerine katkıda bulunur, atlara öksürük için verilir. Orta Çağlar’da yaz gecelerinde ev kapılarına kötü ruhları kovmak için asılırdı. Mutfaklarda çok önemli bir yeri olan bu bitki, balık ve sebze yemeklerinde önemlidir, göz hastalıklarına iyi geldiği ve keskin görüş sağladığı kabul edilir. Yaprakları ve tohumları kaynatılarak yorgun gözleri dinlendirmek için kullanılır.

SARI KANTARON “St. John’s Wort”

Bu bitkinin toplandıktan sonra hareket ettiğine inanılırdı. Demetler halinde evlerin kapılarına korunmak amacıyla asılırdı. Paganistik çağlarda, altın renkli çiçekleri nedeniyle Güneş Tanrı’nın simgesiydi; Hıristiyanlıkta, bu özelliği nedeniyle Vaftizci Peygamber Yahya’ya “St. John” adanmıştır.

SARI PAPATYA (Öküzgözü) “Chamomile”

Mide bozukluklarına, hazımsızlığa ve hatta unutkanlığa yararlıdır. Eski Mısır’da Sarı Papatya tanrılara adanmıştı, tıbbi yararın ve şifanın simgesiydi. Bitkinin yağı, günümüzde saçların parlak görünmesi için kullanılır. Soluk yeşil yaprakları, küçük sarı ve beyaz çiçekleri vardır.

SARIMSAK “Garlic”

Tüm kötü güçleri, ruhları ve kötü şansı evlerden kovma bitkisi; bu nedenle hala pencerelere ve kapılara sarımsak demetleri asılır. Fransa’da bugün dahi korunmak amcıyla yaz ayları başında sarımsak kavrulur. Uzak Doğu’da, sarımsağın kayıp ruhları geri getirdiğine inanılır ve tüm dinsel ayinlerde kullanılır. Sarımsak etkin bir afrodizyaktır, 17. Yüzyıl’daki salgınlardan beri enfeksiyonlara karşı antiseptik olarak sarımsak suyu kullanılmaktadır ve I. Dünya Savaşı’nda Fransız ordusunda yaraların temizlenmesinde özellikle kullanılmıştı. Sarımsak, pırasa ve soğanla aynı ailedendir.

SARMAŞIK “Ivy”

Roma Tanrısı Baküs ile ilişkisi olduğu kabul edilir; iyi şans, mutluluk, eğlence ve coşku getirdiğine inanılır. Evlerin dış yüzeylerinde yetiştirilir, kötü şansı engeller ama eğer sarmaşık ölürse maddi sıkıntılar başlayacaktır. Eğer bekar bir erkek, 31 Ekim gecesinde “Halloween” on sarmaşık yaprağı toplayıp, yastığının altına koyup uyursa, evleneceği kızı rüyasında görür. Kadınlar ise göğüslerinin arasına sarmaşık yaprakları koyup “Sarmaşık, sarmaşık seni seviyorum. Seni göğsüme koydum, ilk genç adam benimle konuşsun ve gelecekteki kocam olsun.” diye bir tekerleme söylerler. Kaynatılmış sarmaşık dalı suyunun öksürüğü, alkol sorunlarına iyi geldiği söylenmektedir.

SAZ “Rushe”

Sazın özel bir şifa gücü olduğuna inanılır. Geleneksel olarak tepesi yeşil olan sazların İngiltere’de şans getirdiği düşünülürdü. Orta Çağlar’da kiliselerin zeminlerine sayılır, koruyucu bir gücü olduğuna inanılırdı.

SERT KABUKLU YEMİŞLER “Nuts”

Fındık, doğrudan evlilikle ilgilidir; bir sepet fındık evlilikten önce gelin tarafından kiliseye götürülüp bırakılır evlilik ve düğün için iyi şans dilenirdi. Bugün aynı amaçla pirinç kullanılmakta. Tarlalarda çok fazla fındık ve cevizin yetişmesi o yıl çok sayıda doğum olacağının sembolüydü. İkiz içli fındık şans demekti, birisi yenir, ötekisi sol omuz üzerinden arkaya atılarak şans garantilenirdi.

SOLUCANOTU “Tansy”

Adının Yunanca kökeni “ölümsüzlük” olan bu bitki uzunluğu ile bilinir. İki farklı türü vardır; 1) Salatalarda kullanılır ve gebeliği kolaylaştırdığına inanılır. 2) Buna karşın yemek olarak yenirse yani pişirilirse çocuk düşürebilir!. Uzun ömürlü, aromatik bir bitkidir; İngiltere Sussex’de, ayakkabıların içine konulursa sıtmaya iyi geldiği sanılırdı. Bitkinin yapraklarının suyu, puding ve keklerde Paskalya döneminde kullanılır. Acı ve hoş olmayan bir tadı vardır, atlar ve keçiler bu bitkiyi yemekten hoşlanmazlar ama koyunlar ve inekler iştahla yerler. Bu bitkiyle ilgili tarifler I. Elizabeth döneminden kalmadır ama günümezde sadece dekoratif amaçla kullanılmaktadır.

SÜPÜRGEOTU ÇALISI “Heather”

Çok renklidir ama beyaz renkli olanları inanca göre şans getirir. Bu çok eski bir inançtır, eski İngiltere’deki Pict kabilelerinin kan damlalarının bi bitkiye damladığı zaman özgürlüklerine kavuştuklarına inanılır. İskoçya’da da aynı yaklaşım görülür ve hatta “Süpürgeotu asla kabilelerin mezarları üzerinde büyümeyecektir.” atasözü kullanılır.

ŞAKAYIK “Peony”

Bu bahçe çiçeğinin kötü ruhları kovduğuna ve bir gerdanlık şeklinde boyna asılırsa epilepsi krizlerini, deliliği ve karabasanları engellediğine inanılırdı. Çocukların dişleri kesildiğinde kök ağrılarını azaltmak için şakayık kullanılıyordu.

ŞEFTALİ ÇİÇEĞİ “Peach”

Antik Çin’de bu bitki de evlerin kapılarına kötü ruhların girmemesi için asılırdı.

TARHUN “Tarragon”

Eskiden tarhunun kuduz köpek ısırıklarına ve böcek sokmalarına iyi geldiğine inanılıyordu. Tarhun kökü şifalıdır ve diş tedavisinde kullanılır. Uzun ömürlü bir bitkidir, narih aromatik yaprakları ve yazları açan küçük beyaz çiçekleri vardır.

YABAN FESLEĞENİ “Pennyroyal”

Bilindiği gibi özellikle sivrisinekler başta olmak üzere yabani fesleğen mükemmel bir böcek kovucudur. Bu bitkiyi uzun deniz yolculuklarına çıkanlar yanlarına alırlardı, aynı zamanda da içme suyu varillerinin arındırılmasında kullanılırdı. Yaban fesleğeni, nane ailesindendir, leylak renginde küçük çiçekler açar, toprakta yere yayılarak yetişir, çok güçlü bir aroması ve tadı vardır. Baş ağrılarına iyi geldiği söylenir.

YABANOTU “Weed”

İnançlara göre yabanotları, Adem’in suçu yüzünden, insanlara Tanrı tarafından ceza olarak verilmiştir ve bu nedenle günahlar ödeninceye kadar dünyada varolacaktır.

YONCA “Clover”

En ünlü iyi şans bitkisi ama tabii ki dört yapraklı olursa. Yoncanın aynı zamanda da cadıları ve perileri görme gücü verdiğine inanılırdı, üç yopraklı yonca, Aziz Patrick döneminden beri Hıristiyanlığın “Kutsal Üçleme”nin sembolü olmuştur, aynı inanç bir parça kuzukulağı dalı içinde geçerliydi. Eski İngiltere’de eğer dört yapraklı bir yonca bulunursa, aynı gün içinde gerçek aşkın da bulunacağına inanılırdı. Dört yapraklı yonca kime verilirse şans ona geçerdi, yoncanın yakın zamanlara kadar askeri görevlerde uğur getirdiği kabul edilirdi.

YÜKSÜKOTU “Foxglove”

Perilerin çiçeği olarak bilinir, aynı zamanda da perileri yani “küçük halkları” çağırmak için kullanılır.

rerkan

Kendi işinde kendi gücünde kendi keyfinde biri.

İlgili içerikler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu