Beyin Ölümü Nedir? Beyin Ölümü Tartışmaları
Beyin Ölümü Tanısı Nasıl Konur?
Beyin ölümü tanısı klinik olarak konur. Beyin ölümü tanısı koymak için:
- Hastalığın nedeni ortaya konmalıdır.
- Beyin ölümüne benzer bulgular verebilen ve geri dönüşümlü olabilen durumlardan ayrım mutlaka yapılmalıdır.
- Beyin ölümünün klinik işaretleri koma, beyin sapı reflekslerin yokluğu ve apne tespit edilmelidir.
Ölüm konusunda pek çok kültürel ve dini farklılıklar mevcuttur. Beyin ölümü tanısı koymakta ise kriterler tüm dünyada hemen hemen benzerdir (1,4). Beyin ölümü olduğu düşünülen vakada tanı için yatak başı yapılan nörolojik muayene çok önemlidir ve büyük bir dikkatle yapılmalıdır. Beyin ölümü tanısını koymakta ülkeler arası farklılıklar muayene kriterlerinde değil, tanıyı koymakta hangi hekimlerin yer alacağı, muayenenin tekrarlanıp tekrarlanmayacağı, tekrarlanacaksa ne zaman tekrarlanacağı, doğrulama testinin yapılıp yapılmayacağı konularındadır. Beyin ölümü tanısı koymak için bazı ülkelerde tek hekim, bazılarında 2-3 hekim gerekmektedir.
Ülkemizde ise 4 hekim tarafından değerlendirme yapılır (5,6). Ülkemizde muayenenin kimde, ne zaman tekrarlanacağına dair kesin bir hüküm bulunmazken, bazı ülkelerde muayenenin tekrarlanması gerekmez, bazı ülkelerde ise 2-24 saat içinde muayenenin tekrarlanması zorunludur. Beyin ölümü tanısını doğrulama için test uygulaması, kimi ülkelerde hekimlerin gerekli gördüğü durumlarda isteğe bağlı olmakla birlikte ülkemizin de içinde bulunduğu bazı ülkelerde zorunludur.
Ülkemizde durum nedir?
Ülkemizde beyin ölümü tanısının konulması 1979 yılında yürürlüğe giren, 2238 sayılı Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkında Kanun ile belirlenmektedir (5). Organ ve doku nakli hizmetlerinin yürütülmesine dair işlemler aralıklarla yeniden yönetmeliklerle düzenlenmektedir. Bu yönetmeliklerin sonuncusu Mart 2009’da yayınlanmıştır (6). Ülkemizde beyin ölümü tanısı, anesteziyoloji ve reanimasyon uzmanı, kardiyoloji, nöroloji ve beyin cerrahisi uzmanlarından oluşan 4 kişilik bir hekim grubu tarafından yönetmelikte sıralanan şartların mevcut olup olmamasının saptanmasıyla ortaya konur. Ülkemizde yürürlükte olan kanun ve yönetmelikler tüm dünya ile benzer tanım ve kriterler içerir. Bu yönetmeliğe göre beyin ölümü klinik bir tanıdır ve beyin fonksiyonlarının tam ve geri dönüşümsüz kaybıdır. Ülkemizdeki kanun ve yönetmeliklere göre beyin ölümü tanısı aşağıda belirtilen koşulları içermelidir (5,6):
Geri dönüşümsüz komanın temel bulguları:
I) Beyin ölümüne karar vermek için komanın aşağıdaki nedenlere bağlı olmamalıdır.
a) Primer hipotermi,
b) Hipovolemik ya da hipotansif şok,
c) Geriye dönüşüm sağlanabilecek intoksikasyonlar (barbitürat ve diğer sedatifler, depresan ve narkotik ilaçlar) ile metabolik ve endokrin bozukluklar,
II) Tam bilinç kaybı olmalıdır.
III) Spontan hareket bulunmamalıdır. Aşağıda bulunan durumlar beyin ölümü tanısını ekarte ettirmez.
a) Derin tendon reflekslerinin alınması,
b) Yüzeyel reflekslerin alınması,
c) Babinski refleksi alınması,
d) Solunum benzeri hareketlerin olması (omuz elevasyon ve adduksiyonu, önemli tidal volum değişikliği olmaksızın interkostal genişleme),
e) Patolojik fleksiyon ve ekstansiyon cevabı dışındaki spontan ekstremite hareketleri,
IV) Ağrılı uyaranlara serebral-motor cevap alınmamalıdır.
V) Spontan solunum bulunmamalıdır.
VI) Beyin sapı reflekslerinin tamamen kaybolmalıdır.
a) Beyin ölümünde pupiller parlak ışığa yanıtsız ve dilatedir (4-9 mm).
b) Kornea refleksi yoktur.
c) Vestibulo-oküler refleks yoktur.
d) Okülosefalik refleks yoktur.
e) Faringeal ve trakeal reflekslerin yoktur.