Cemal Reşit Rey
Cemal Reşit Rey (1904-1985) çoksesli bestecilerin öncülerinden, aynı zamanda bir orkestra şefi, piyanist ve öğretmen olarak da hizmet vermiştir. İstanbul Şehir Orkestrası’nın kurucusudur. Babası Osmanlı İmparatorluğu’nun önemli bir diplomat ve yazardır. Babasının görevli bulunduğu Kudüs’te 25 Ekim 1904 tarihinde dünyaya gelir.
Doğum Tarihi: 25.10.1904
Ölüm Tarihi: 07.10.1985
Cemal Reşit Rey çoksesli bestecilerin öncülerinden, aynı zamanda bir orkestra şefi, piyanist ve öğretmen olarak da hizmet vermiştir.
İstanbul Şehir Orkestrası’nın kurucusudur. Babası Osmanlı İmparatorluğu’nun önemli bir diplomat ve yazardır. Babasının görevli bulunduğu Kudüs’te 25 Ekim 1904 tarihinde dünyaya gelir. Cemal Reşit Rey çok küçük yaşta müzik yeteneğini belli eder. İlk derslerini annesinden alır ve daha sekiz yaşındayken bir vals besteler.
1913’te ailece Paris’e yerleşirler. Cemal Reşit burada Marguerite Long’dan özel piyano dersleri alır. Birinci Dünya Savaşı sırasında Cenevre’de yaşar ve bu kentin konservatuvarına devam eder. 1920’de yine Paris’e döner. Long’dan aldığı piyano derslerinin yanı sıra Raoul Laparra ile kompozisyon, Gabriel Faure ile müzik estetiği ve Henri Defosse ile orkestra şefliği çalışır. 1923’te Türkiye’de Cumhuriyet ilan edilince Rey yurda dönerek İstanbul Konservatuvarı’nda ders vermeye başlar. Bu arada Şehir Orkestrası’nı kurar. 1938’de Ankara ve İstanbul radyolarında Batı Müziği Bölümü şefliği yapar, “Piyano Dünyasında Gezintiler” programını hazırlayıp sunar. 1949-1960 yılları arasında dünyanın çeşitli sanat merkezlerinde orkestralar yönetir.
Cemal Reşit Rey‘in besteleri dört dönemde ele alınabilir: İlk dönem, Fransız şarkılarıyla doludur. 1926’dan sonra Türk halk ezgilerini kullanmaya başlar. 1931’den 1950’ye kadar müziğinde mistik bir atmosfer yaratır. 1950’den sonrası kendi fantezi dünyası içindeki çalışmalarını, büyük çaplı senfonilerini yazdığı, Doğu ve Batı müzik kurallarını iç içe işlediği dönemdir. Tüm eserleri modal yapıda, tonal ve melodiktir. Ağabeyi Ekrem Reşit Rey ile halkı çoksesliliğe alıştırmak için operetler ve revüler yazmışlardır. Lüküs Hayat bunların en ünlüsü-dür. Cumhuriyet’in Onuncu Yıl Marşı da Cemal Reşit Rey’in bestesidir. 1981’de Devlet Sanatçısı olan Rey, 7 Ekim 1985 tarihinde, 81 yaşındaki ölümüne dek İstanbul Mimar Sinan Üniversitesi Konservatuvarı’nda kompozisyon dersleri vermiştir.
Enstantaneler, İstanbul’un değişik köşelerinde çekilmiş fotoğraflar gibi ele alınmış minyatür yapıda parçalardır: Balıkçılar Ağ Çekiyor, Kör Dilenci Kadın, Eyüp Güvercinleri, Boş Cami Avlusu ve Bayram adlı bölümlerden oluşur. Her biri kendi içinde ayrı bir gizem ve coşku taşır. Andante-Allegro, yaylı çalgılar ve keman solo için yazılmıştır. İlk bölüm duygusal, lirik bir karakter taşır. İkinci bölüm (Allegro) neşeli ve canlı bir yapıdadır.
1985’te Lüküs Hayat 51 yıl aradan sonra yine aynı sahnede İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda sahnelenecektir. Cemal Bey, gala gecesi için özel olarak hastaneden çıkarılır ve Harbiye Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu’na getirilir. Eser yıllar sonra yine büyük bir başarı kazanmıştır. Haldun Dormen ve Gencay Gürün onu alkışlar arasında sahneye çıkarırlar. Seyirci onu dakikalarca ayakta alkışlar. Bu onun son sahneye çıkışı olacaktır. Ertesi gün tekrar hastaneye yatırılır ve buradan ikinci çıkışında tarih 07.10.1985 ‘u gösterirken Edirnekapı’daki aile mezarlığına defnedilecektir.
REY’İN BAŞLICA YAPITLARI
Opera: Çelebi.
Operet: Üç Saat (1932); Lüküs Hayat (1933); Deli Dolu (1934); Saz ve Caz (1935); Maskara (1936/; Hava Cıva (1937); Yaygara 70 (1969).
Orkestra yapıtları: Enstantaneler (1931); Türk Manzaraları (1928); Paysages de Soleil (1931); Senfoni No. 1 (1941); Çağrılış Senfonik Şiiri (1950); Fatih Senfonik Şiiri (1953); Katibim Çeşitlemeleri (piyano ve orkestra) (1961); Senfonik Konçerto (1963); Senfoni No. 2 (1969); Türkiye Senfonik Şiiri (1971); Ellinci Yıla Giriş (1973).
Konçertolar: Kromatik Konçerto (piyano) (1932); Keman Konçertosu (1939); Piyano Konçertosu (1945); Gitar Konçertosu-Katibim Çeşitlemelerinin uyarlaması (1978). Introduction ve Dans-çello ve orkestra için (1928); Konsertant Parçalar-çello ve orkestra için (1954); Andante ve Allegro – keman ve orkestra için (1967).
Oda Müziği: Piyano Sonatı (dört el için) (1924); Üfleme Çalgılar Beşlisi (1932); Yaylı Sazlar Kuvarteti (1935); Kuvartet (1939); Sextuor (1939); Sazların Sohbeti (1957)
Şan ve Orkestra için: Anadolu Türküleri (1926); Mystique (1938); Vokaliz Fantezi (1975).
Piyano: Scenes Turques (1928); Fantezi (1928). Paysages de Soleil (1931); Sonat (1936); Hatıradan İbaret Kalmış Şehirde Gezintiler (1941); İki Piyano için 12 Prelüd ve Füg (1969).
Şan ve piyano için şarkılar; Koro için halk türküleri; marşlar; film, tiyatro ve radyo oyunu müzikleri.
10. Yıl Marşı
Cumhuriyet’in 10. yıl kutlamaları için 1933’te bir marş yarışması düzenlenir. Cemal Reşit Rey, güftesi Behçet Kemal Çağlar ve Faruk Nafiz Çamlıbel’e ait olan şiir üzerine bir beste yapmaya karar verir. Uzun süre uğraşıp, herkesin coşku ile birlikte söyleyeceği bir marş oluşturmaya çalışır. Ancak ağabeyi Ekrem Reşit’e yaptığı çalışmayı bir türlü beğendiremez. Sonunda Cemal Bey’in aklına mehter ritmi gelir ve besteyi yapar. Herkesin rahatlıkla söyleyebileceği bir eser çıkar ortaya.
Ankara’da eseri piyanoda çalarak kendi seslendirir. Marşı değerlendirecek olan heyet, Cemal beyin “Cumhuriyet” sözcüğünde majörden minöre geçildiğini, bunu da cumhuriyeti küçük düşürmek için yaptığını iddia eder. Cemal Reşit şöyle cevap verir: “Minör küçük anlamına gelir ama müzikte bu anlamda kullanılmaz. Beethoven’in Napoleon’un kahramanlıkları için yazdığı Eroica’nın ikinci bölümü de do minör tonundadır.”
Jüride bulunan bir başka kişinin, bir kahramanlık öyküsü olan Marseillaise’in de minör tonundan olduğunu söylemesiyle durum tatlıya bağlanır. Türkiye Cumhuriyeti’nin 10. Yıl Marşı böylece ortaya çıkmış olur.