Eleştiri Sanattır – Eleştirme Sanatı

Dünyada yalnızca karşıt düşünceler değil hiçbir kurum yada kuruluş gözü kapalı hiç acımasızca eleştirilerek ve aşağılanrak doğru yola sevk edilemez. Peki ama eleştirme bir sanat ise bu sanatın temel öğeleri nelerdir?

Eleştirmende Olması Gereken Özellikler:

  • Eleştirmen bir eylemin gelişimi başlamadan yargılamaya başlamamalı, dolaysıyla ön yargılı olmamalıdır.
  • Eleştiren daima eleştirilenden zekidir. Çünkü eleştiren kişi,eleştirdiği kişinin eksik yönlerini fark etmiştir.Bu yüzden eleştirmen ahlaki bir tutum sergileyerek eleştirdiği kişiyi isteği doğrultusunda yönlendirebilir.
  • Ahlak sahibi olmayan hiç kimse eleştirmen olamayacağından dolayı eleştirmenliğin temel yapısını öncelikle ahlaki bir yeterliliği kavuşturmak gerekir.
  • Eleştirmen halkın önem verdiği tüm değerlere sahip olmalıdır.
  • Eleştirmen eleştirdiği kişinin kendisine değil, temsil ettiği düşünceye yada topluma uymayan yönlerini ortaya çıkaran kişi olmalıdır.

Sloganları Değil Fikirleri Eleştirme:

Sloganlar; var olan düşüncelerin ateşlenmesi için geliştirilmiş sözlerdir. Bu sebepten dolayıdır ki, bir fikrin en kısa ve en ateşleyici tanımıdır. Dolayısıyla bir sloganı eleştirmek, tehlikeli olabileceği gibi bir fayda da sağlamaz. Çünkü fikirler değişmediği sürece sloganlarda değişmeyecektir. Sloganlar bir fikrin en ateşli destekleyicileri tarafından kullanılır ve fikrin en ateşli yönlerine atfedilmiştir. Bir fikrin en ateşli yönlerini ortadan kaldırabildiğimiz zaman sloganları da ortadan kaldırırız.

Eleştirme Sanatının Bize Kazandıracakları:

Eleştiri akla ve ahlaka uygun olduğu müddetçe bizlere 3 yönden fayda sağlayabilir.

  1. Eleştirdiğimiz kişinin hatalarını gerçek anlamda ortaya koyabildiğimiz sürece eleştirdiğimiz kişiyi yönlendirebilme özelliğine kavuşuruz. Bunu başaramasak dahi eleştirdiğimiz kişinin ulaşmak istediği kitleyi daraltabiliriz.
  2. Unutmayalım ki bizim fikirlerimizin gelişmesi bizim fikirlerimize alternatif olarak gösterilen fikirlerin yıkılması ile gerçekleşecektir. Bu fikirlerin yıkılabilmesi, bu fikirlerin en akıllı şekilde eleştirilmesi ve eksikliklerinin ortaya koyula bilmesi ile mümkündür.
  3. Eleştiri aynı zamanda karşıt bir fikrin en güzel tarifi olarak ortaya çıkacağından Türkçü düşüncenin en iyi tarifleri eleştiriler arasında yer alacağından daha fazla ilgi çekecek ve daha geniş kitlelere ulaşacaktır.

Eleştirme Düşünceleri Tamamıyla Yok Edemese de Yayılmasını Engelleyebilir:

Eleştiri bir fikrin eksik ya da kötü yönlerini açığa çıkardığı için o fikrin negatif yönlerini ortaya koyabilmesi açısından tartışılmaz bir öneme sahiptir. Dolaysıyla eleştiri bir fikrin gelişimi için kullanılabileceği gibi bazı fikirlerin gelişiminin engellenmesi içinde kullanılabilir.

Her fikrin ulaşmak istediği bir hedef kitle vardır. Bu kitle öncelikle pasif diye adlandırabileceğimiz bir düşüncenin tarafı olmayan fakat bir düşünceye meyilli olan grubu hedef alır, sonrasında bu fikre sahip olanların bu fikriyatta kalmalarını pekiştirmeyi hedefler. Eleştiri; bir fikriyatı önceden savunanları, bu fikriyattan vazgeçirebilir mi pek bilinmez fakat bilinen bir gerçek var ise o da bu fikirleri benimsemeye yatkın kişileri iyi bir eleştiri ile bu fikirlerden vazgeçirebileceğinizdir. İşte bu yüzdendir ki iyi bir eleştiri bir fikrin gelişimini engelleyebilir. Diyelim ki bu eleştiri bir fikrin gelişimini engelledi ve bu fikri öne süren kişinin tedbir almasını sağladı. Bu durumda bu fikrin daha da gelişmesi için bir yol açmış olur muyuz? Kesinlikle hayır. Çünkü biz kişinin bir fikri yayması konusundaki izlediği tutumu değil değişmesini ya da gelişmemesini istediğimiz fikirlerini eleştirdiğimizden dolayı herhangi bir hataya düşmeyiz. Kişi eleştirdiğimiz fikirlerini değiştirir ise yine kazanmış oluruz.

Son Söz:

Eleştirme yüksek zekanın elinde bir koz, zayıf zekanın elinde ise bir yemdir. Bizler elimizde yem tutanlardan değil koz saklayanlardan olmak istiyor isek eleştirilerimizi seviyeli, akla ve ahlaka uygun yapmalıyız. Bugüne kadar kendimde dahil olmak üzere bir çoğumuz eleştirilerimizi yalnızca kişisel duygular üzerinden yaptık. Böyle olunca da eleştirmeye çalıştığımız kişileri ya da kurumları eleştirirken kendi aramızda dahi çatıştık. Unutmayalım ki hepimiz aynı görüşlere sahip olsak bile aynı duyguları paylaşamayabiliriz. İşte bu yüzden bundan sonra eleştirilerimizi yalnızca akla ve ahlaka uygun olarak yapmalıyız.

Unutmayalım ki eleştirmek büyük bir gücü elde tutmaktır. Çünkü düşmanın eksiklerini görmek onu yönlendirmenin yada yok etmenin ilk adımıdır.

AĞZI OLAN DEĞİL, AKLI OLAN ELEŞTİRMENDİR.

ELEŞTİRİRKEN…

Hepimizin iyi ya da kötü yaptığımız işler, ürünler veya yetenekler vardır. Yani herkes bir şekilde bir şey üretir. Evdeki annemiz elindeki örgü ile, işindeki babamız yaptığı meslek ile, masada ders çalışan kardeşimiz aldığı notlarla, gibi herkes bir çok şekilde üretime devam eder. Üretim devam ederken ürünün üzerine de fikirler gelişir. Bu iş yerinde zaman zaman bizi yükseltirken, bazen de olumsuz yönde etkileyebilir. Yaptığımız işe puan verecek ya da prim verecek olan kişinin yapmış olduğu olumlu ya da olumsuz eleştirisi bizi oldukça etkileyecektir. Siz emek ile çalışır, yeri gelir uykusuz kalırsınız, yeri gelir çok masraf edersiniz. Ancak bir gün eleştirilebilirsiniz. İlk başta çok kızarsınız. Ancak olumlu ya da olumsuz eleştirilmekten daha çok yıkıcı ve yorucu eleştiriler sizin canınızı daha fazla sıkacaktır. Hele ki karşı tarafın ürününüz hakkında en ufak bir bilgisi yok ise sizin için çıldırmamak içten bile değildir. Ancak, herkes eleştirir. Bilse de bilmese de, eleştirir.

Eleştirilmeyi engellemek mümkün değildir. Ancak en bilinçsiz yani bilgisiz eleştiriden dahi çıkarılacak yani geliştirilecek bir taraf vardır. Siz günlerce uğraşıyor ve bir bebek dünyaya getiriyorsunuz yaptığınız ürün ile. Ona gözünüz gibi bakıyorsunuz ve ben acımasızca senin canından çok sevdiğin bebeğini, ürününü eleştiriyorum. Bunu kabul etmek ve geliştireceğim diye bakmak gerçekten zordur sayın okurlar. Çünkü birisi gelmiş ve sizin bebeğinizi eleştirmektedir. Dikkate aldığınız ve uygulamaya geçirdiğiniz an ise fayda ile karşı karşıya gelirsiniz. Sonra tam bunu yeni kabul etmişken ikinci ve farklı bir eleştiri daha gelir. Benzer davranışları yine yaşarsınız. Her seferinde kabullenme ve faydaya dönüştürme beceriniz gelişir. Size yapılan her eleştiriyi geliştirmeniz gereken taraf olarak alır ve faydalanırsınız. Ancak ilk eleştiride sabırlı ve dayanıklı olmak gereklidir. Sabırlı ve dayanıklılığını koruyan kişi ancak, Raciçi olacaktır.

Bununla birlikte, o eleştiriye tahammül edebilmek de çok önemlidir. Eleştirinin yapıcı ya da yıkıcı olması benim bakış yönümle doğrudan ilişkilidir. Karşıdaki kişi beni istediği gibi eleştirebilir. Benim o eleştiriye tahammül etme sınırım ve çıkaracağım anlam tamamen benimle alakalıdır. Tabiî ki yapıcı yönde bir eleştiri ise, eleştiriye hazır ve tahammüllü olmayı da kolaylaştırır. Ne yazık ki bu tür eleştiri ile çok nadir denecek kadar az karşılaşırız.

Asıl olan, atalarımızın dediği gibi, Amacımız bağcıyı yermek, dövmek değil de, amaç üzüm yemek olmalıdır. Hedefimiz karşımızdaki kişiye fayda sağlamak, ona fikir vermekse ki zaten eleştiri bunun için yapılır; dozunu, ölçüsünü ve söyleniş tarzını ayarlamamız gereklidir.

Eleştirmeden her süreci kabul eden değil, eleştirerek; yeni yapılar oluşturan, yeni kararlar alan ve eskiyi daha kaliteli ve faydalı yaşayan bir topluluk olmak dileğiyle.

Eleştirelim, gelişelim; gelişelim ve daha fazlası için yine eleştirelim.

TiTaNiC

İnternet ortamında hobi amaçlı yayınladığı içeriklerle kullanıcılara doğru bilgilere ulaştırmayı ve eğlendirmeyi hedeflemektedir...

İlgili içerikler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu