Mikrodalga Fırının İcadı
Günümüzde bir şeyler pişirmenin en hızlı ve en kolay yolu mikrodalga fırını kullanmaktan geçiyor. Yıllardır bir çok evin mutfağında kullanım kolaylığı ve hızlı pişirmesi nedeniyle önemli bir yer tutuyor.
Mikrodalga radyo dalgalarının polarize sıvı moleküllerini harekete geçirmesi, hızlı hareket eden moleküllerin birbirleri ile olan çarpışma ve sürtünmesinden ortaya çıkan ısı mantığı ile çalışıyor.
Mikrodalgalarla pişirme fikri ilk kez Percy Lebaron Spencer tarafından, radar olarak kullanılması planlanan “magnetron”un keşfedilmesiyle 1945’li yıllarda başlamıştır.
Percy Lebaron Spencer, radar dalgaları ile deney yaparken cebindeki çikolatanın erimesi sonucu mikrodalga enerjisinin yiyecekleri ısıtabildiğini keşfetmiş ve 1947’de bu buluşunun patentini almıştır. (Patentin verilmesi 1950 yılında gerçekleşmiştir.)
1,8 metre boyunda ve 340 kg ağırlığında tasarladığı ilk ticari mikrodalga fırın 1947’de mutfak eşyaları üreticisi Raytheon şirketince “Radarange” adıyla kamuoyuna duyuruldu. O dönemde fiyatının çok yüksek oluşu ve büyükçe bir buzdolabı boyutlarında olması nedeniyle ticari olarak pek ilgi görmeyen ürün sadece büyük hastahaneler, oteller vb. tarafından tercih edildi.
Evlerde kullanılan ilk mikrodalga fırınlar ise 25 Ekim 1955’te satışa çıkarıldı.
Mikrodalga fırını nasıl çalışır?
Mikrodalga fırının temel parçası magnetrondur. Magnetron mikrodalga üretir. Mikrodalgalar bir borudan geçer ve döner palete çarpar. Döner palet, mikrodalgaları fırının içinde eşit bir biçimde yayar.
Yemek veya yiyecek herhangi bir şey döner tabağa yerleştirilir. Mikrodalgalar kolayca yiyeceğin içinden geçerek yiyecekteki su moleküllerini uyarır ve onları ısıtır. Isı, sudan yiyeceğin kalan kısmına geçer ve yiyeceğin tamamını ısıtır. Mikrodalga fırınlar yiyecekleri, normal elektrikli ve gazlı fırınlara göre çok daha çabuk pişirebilir veya ısıtabilir.
Mikrodalga fırınlar günümüzde Spencer’ın orijinal modelinden çok daha hafif ve çok daha küçük olup, istenilen zamanda çalıştırmak için programlanabilir.